Quantcast
Channel: NAR TANELERi
Viewing all 28 articles
Browse latest View live

BESAMEL SOSLU KABAK-HAVUC

$
0
0
    Bu aralar moralim cok bozuk. 2014 yilini güzel gecirdim diye sevinirken kendime nazarim degdi....
2014´ ün son haftalari ve 2015´in ilk zamanlari hic güzel gecmedi-gecmiyorda... Nedeni Avrupa da ki Islam - yabanci karsiti gösterileri, cesitli olaylarin yasanmasi.
    Gecen haftalarda Polise  "OKULLARA SiLAHLI BASKIN"
yapilacagina dair sürekli mesajlar geliyordu. Hamburg genelinde de hergün ara ara okullar kapatildi. Yeri geldi mi her Devlet kendi istihbarat birimini öger ama, Alman istihbarati BND mesajlarin nereden,kimler tarafindan gönderildigini halen bulamadi. Ya da buldular bize söylemiyorlar.  Özellikle Fransa´da ki olaylardan sonra ortam daha bir kötü oldu. Cocuklar okuldan gelinceye kadar onlarca senaryo aklimdan geciyor...Cok huzursuzum, huzursuz oldugum dönemlerde de uyku düzenim bozuluyor. Gece uykudan sürekli
sicrayarak uyaniyorum, hatirlayamadigim kabuslar  mi görüyorum, haberlerin etkisinde mi kaliyorum bilmiyorum...   Okullarla ilgili gelen mesajlari duydugumdan beri daha bir kötüyüm....ALLAH kötülere firsat vermesin.
     Huzursuz oldugum icinde yemek yapmakda pek icimden gelmiyor bu aralar. Zaten kisin yemek yapmayi sevmem ben. Dogru-düzgün sebze yok. Kis sebzeleri bile porsuk porsuk, hic istah acici gözükmüyor. Cocuklarin biri Cin Mutfagindan biri de Hint Mutfagindan besleniyor:)) Tencere yemekleri Sabri icin pisiyor,
benim icin kahvaltilik ve meyve oldu mu yeter....
      Her nekadar hangi mevsimde isem ona göre sebze alip pisirsem de, bazen farkli birseyler yapmak istiyor insan. Gecen gün Türk Bakkalindan yaz kabagindan almistim. 4-5 tane...
      Kabaklari ve havuclari dogradim, siviyagda soteledim, kenara aldim,
      Kuru sogan ve kiymayi kalan yagin icinde kavurdum, salca ve baharatlarini,tuzunu ayarladim,
      Firin kabinin icine soteledigim sebzelerin yarisini serdim, üzerine kiymali harci döktüm, üzerine kalan sebzeleri tekrar serdim,
      2 yemek kasigi tereyaginda 2 yemek kasigi unu kavurdum ve 2 bardak sütü ilave ederek topaklanmasina izin vermeden pisirdim. Tuz ve karabiber ekledim, sebzelerin üstünü kapatacak sekilde döktüm. Yarim saat 200 derecede pisirmeniz yeterli olacaktir,
      1 su bardagi kasar peynirini firini kapattiktan sonra besamel sosun üzerine dökün, firinin sicakligi ile erimesi yeterli olacaktir,
      Ya da benim yaptigim gibi sebze, kasar peyniri rendesi, kiymali harc, sebze, kasar peyniri rendesi, besamel sos seklinde de yapabilirsiniz....Afiyetler olsun....
      Hicbir cocugun aci cekmedigi ve korkmadigi günler gecirmemizi  diliyorum...

CiKOLATASOSLU DOGUMGÜNÜ PASTASI

$
0
0


Ocak ayi icinde Sabri´nin 60. dogumgününü ve Evlilik yildönümümüzünde 18. yilini kutladik....inanmasi zor ama, gercek..... Sabri 90 yasina kadar yasamak istedigini söylüyor; Eeeee, insanin benim gibi genc ve güzel bir hatunu olursa 90 yasina kadar yasamak ister tabii ki:)))
Sabri´ ye diyorum, ortalama insan ömrü 70 yas gibi birsey, hadi birkac yas da bonusu olsun 75´e kadar saglikli birsekilde yasaman yeterli olur. Ama O, ille de 90 yas diye tutturmus,  bir 30 yil daha ayni evi bir erkekle paylasmak, düsünmek bile istemiyorum:)) 90 yasinda ki bir adamla  70 yasindaki bir kadinin ne evliligi olacak artik, Evlilik diye bir kurummu kalmis olacak o yaslarda....  Etme eyleme Sabri, bir on yil daha yasa yeter. Cocuklar kendi ayaklarinin üstünde iyi kötü durmus olacaklar, ben de genckiz zamaninda yasayamadigim özgürlükleri yasamak icin imkanim olmus olacak:))) 
Genckizken aile baskisi, mahalle baskisi icinde büyümüs olan ben, evlendikten sonrada Evli kadin imaji tasimaktan dolayi özgürlüklerim iyice kisitlanmis oldu. Özgürlük derken, yanlis anlasilma olmasin arkadaslar, basibos yasamak, yada toplumun ahlak degerlerini hice saymaktan bahsetmiyorum,  kendimle ilgili yapmak istedigim, icimde kalan bazi seyler var, kendimi gelistirmek adina, kendime daha cok zaman ayirmak istiyorum... Evliligin getirmis oldugu agir sorumluluklardan kendime zaman ayiramiyorum...Bu yüzden Sabri´nin benden önce ölmesi gerek:))) 
    Cok kötü biri oldugumu düsünmeyin arkadaslar;
  bunu Sabri´ de biliyor. Ve bana diyor ki; "Sen  MÜGE ANLI´ yi izliyorsun, orda kocalarini öldüren kadinlar neyin var, kimbilir neler ögreniyorsun"... icin rahat olsun Sabri, hicbir cinayet kusursuz degildir, katil mutlaka bir hata yapiyor, atladigi birsey mutlaka oluyor, bunlari bildigim icin ve de özgürlükten bahsederken demir parmakliklarin arkasinda yasamak olmaz...
Bu yüzden Sabri ile ilgili baska planlarim var, istedigi kadar yasayabilir, en kötü ihtimal 
Sabri´yi Yaslilarin Bakildigi evlerden birine birakirim:)))) 
Benim her zaman söyledigim ve de bir anlam veremedigim ve de insanlara ters gelen birsey vardi; Bir ömür boyu evlilik diye birsey yoktur, birlikte yaslanmak istiyorum diye birsey olamaz... benim bu savundugum düsünceleri simdi Antropologlar, sosyologlar ve de Psikologlarda söylüyor. Evlilik insanin dogasina aykiriymis.  Tamamen Sosyolojik bir durum.
Insanin dogasinda, özellikle de erkeklerin dogasinda ayni kisiyle bir ömür birlikte olmak yok.
Ama,  bizim toplumda belli seyleri yasamak icin evli olmak gerekiyor. Anca evlenince cocuk sahibi olabiliyorsun. Yabanci toplumlarda bu böyle olmadigi halde, yani insanlar evlenmeden de birlikte yasayip, cocuk yapabildikleri halde iTALYA da cikan yeni bir akim var; evlilik kurumuna karsi cikiliyor. Evliligin insanin özgürlügünü tamamen kisitladigini ve de toplum icinde imaj siniflandirmasi yapildigini savunuyorlar. Cünkü Katolik Toplumlarda da bosanmaya sicak bakilmiyor....
Insanlar evlenmesin, coluk-cocuga karismasin, aile olmasin yada ahlak yozlasmasi yasansin diye, degil ki tabii....
Evliligin ilk zamanlari, cocuklarin kücük oldugu, sorunlarin daha az oldugu zamanlarda, evliligin ayri bir tadi olabilir. Ama, yillar gectikce, insanlar yaslandikca, cocuklar büyüdükce, zamanin su gibi akip-gectigini gördükce, esler arasinda da sanki baska bir bag olusuyor.
Ben Sabri´ye baktigimda gördügüm tek sey var " Cocuklarimin BABasi ".... Klasik bir evlilik hayati zaman icerisinde baska bir hal aliyor... Ünlüler, Cok Zengin insanlar evlilik hayatlari yada yasadiklari iliski rütin bir hal almaya baslayinca hemen ayrilabiliyorlar, kendilerini yipratmadan yeni iliskiler yasayabiliyorlar. Ne yazik ki bizim gibi insanlar yasadigimiz birliktelikte mutsuzda olsak Cok büyük sorunlar olmadiktan sonra bunu yasamaya devam ediyoruz. MUTSUZ olma durumu herkes icin baska bir anlam ifade eder tabii ki...
Evet Sabri´nin ickisi, kumari, kadin-kiz ayagi yoktur, cok iyi bir baba ve Kocadir; benim gibi genc-güzel bir kadina sahip, keza ben de iyi bir anne, egitimli ve görgülü bir Hayat Arkadasiyim, ama yine de sayisal lotto da büyük ikramiyeyi tutturdugumuz gibi parayi bölüsüp ayrilacagiz:)))....  Toplu Duanin gücüne inaniyorum arkadaslar, lütfen yazimi okuyanlar büyük ikramiyeyi kazanalim diye dua etsin:))) Hayirlara vesile olursunuz insallah.


Bir Cin atasözü derki; 
Evlilik bir Kale gibidir.Disardakiler oraya girmek icin, icerdekiler de cikmak icin ugrasir dururlar...


CiKOLATA SOSLU DOGUMGÜNÜ PASTASI;
2 Paket tuzsuz etimek
1 litre süt
1,5 yemek kasigi un
1,5 yemek kasigi nisasta
3-4 yemek kasigi seker
1 poset kremsanti
1 paket hazir cikolata sosu
File adem, hindistan cevizi

Süt,un, nisasta ve seker karistirilir ve muhallebi kivami oluncaya kadar pisirilir,
Pisen muhallebinin icine toz kremsanti dökülür ve iyice cirpilir,
etimekler kücük parcalara kirilir ve bu muhallebiyle iyice karistirilir,
icine badem ve hindistancevizi de eklenir,
Kelepceli bir pasta kalibinin icine yagli kagit ya da strec folyo serilir ve karisim kalibin icine dökülür. Bir gece buzdolabinda bekletilir. Ertesi gün servis kaliptan cikartilarak servis tabagina alinir ve üzerinde ki tarife göre hazirlanmis olan cikolata sosu dökülür.....



Kuru kuruya bir tek pastayla kutlamadik dogumgününü; kisin ortasinda papatya ve Nergis buldum Sabri icin... Mumlara ve ciceklere dünyanin parasini ödedim:)))  Ya iste görüyorsunuz, zaman gectikce evliliklerde iliskiler böyle laskalasiyor:))  
Cocuklarla beraber hazirlamis oldugumuz süprizler cok hosuna gitti Sabri´nin.....
Iyi adamdir Sabri, Merttir, Merhametli ve sabirlidir, onun ailesi icin yaptigi fedakarliklari yazsam, aglarsiniz...ama her fedakar insan gibi ONUn da hicbir degeri yoktur ailesinin yaninda, dolayisiyle benim ve cocuklariminda.....Cok kötü, cok bencil bir ailesi var, BLaiR ORMANI CADIsi gibi kötü kardesleri var. O da bunun farkinda, evliligimizin ilk yillarinda bu durumu kabullenemiyordum ve Sabri´nin bu kadar sogukkanli olusuna bir anlam veremiyordum. Ama simdi anliyorum, bencil, dedikoducu, kiskanc ve yalanci ve iftiraci insanlarla bas edemezsiniz. 
Sabri her zaman söyler; " benim bu kadar yaptiklarimin karsisinda hic bir degerim yokken, senin ve cocuklarimin ne degeri olabilir ki yanlarinda " Zaten, böylesine kötü insanlar bana ve cocuklarima deger verseler ne olacak vermeseler ne olacak. Umursamis olsaydim eger, iclerine girer söz sahibi olmak icin ben de baskalarinin arkasindan dedikodu yapar dururdum..Sabri ´nin mutlu bir evliliginin olmasina, benim gibi güzel, hos, genc ve egitimli bir haniminin olmasina tahammülleri yok. Sabri´nin cocuklarina olan düskünlügüne bile tahammül edemiyorlar. Enteresan degil mi??? abartmiyorum, hatta öyle seyler yazsam "hadi canim" dersiniz.... 
Bunun da temelinde cocuklugundan beri Sabri´ye calis, bul-bulustur ve aileye kardeslerine bak misyonu yüklediklerindendir. 40 yasina kadar ne evlenmesine izin vermisler, ne de bir mal-mülk edinmesine....Adamcagaz zamaninda Asik da olmus sevdigi kiza engel olmuslar, calistigi parasini da elinden alip yan gelip yatip yemisler....Böyle bir hamali bulduklari icinde onun her zaman ellerinin altinda olmalari islerine gelmis tabii ki.... Yoksa benim onlarla ne sorunum olabilir ki, evleninceye kadar dünyada benim gibi birinden haberleri bile yoktu, ne ailemi  tanirlar ne de onlarla bir düsmanligimiz, sorunumuz var.... 
Mantik olarak bakildiginda, 
söyle demeleri lazim, "Abimiz yada oglumuz, bu yasina kadar bizim icin calisti, kendisi okumadi bizleri okuttu, is güc, ev bark sahibi yapti, bu yastan sonra temiz birisiyle mutlu bir yuva kurmayi hak ediyor, esi de yedi yabanci icimize girmis, onu da abimizin hatirina hos tutalim " demeleri gerekirken, ooooooo nelerde neler... cahil insanlar, yazik Sabri´ye, böyle bir ailenin icinde oldugu icin ve tabii ki yazik bana böyle bir aileye gelin geldigim icin....
Sabri´nin de sartlari yerinde olmus olsaydi, öylesine bir beyinki, bir ABDi iPEKCi yada bir
UGUR MUMCU olabilecekken yazik ki bu insanlarin arasina dogmus:((( 
Sabri´yi bütün kardesleri kiskanir, kaliteli adam cünkü. hem yasayis olarak, hem de düsünce olarak. Sabri´yi bir tek para makinesi olarak gördükleri icin ve de evlenince coluk-cocuga karisinca hicbirsey eskisi gibi olmadigindan bana ve cocuklara da kin duyuyorlar....Eeee tabii birde kendi hanimlarindan daha bir genc, daha bir güzel, daha maharetli ve temiz olusum, iyi bir es iyi bir anne olusum ve daha bircok meziyetlerimden dolayi kiskancliklari iki kati artiyor,
 bu konuda asla ve asla TEVAZZU göstermeyecegim:))))) 
  
Ayyy buraya bunlari yazmak iyi fikirmis, niye daha önceden yazmadim ki, Gizliden gizliye gelip okuyorlar. Yüzlerine söylemek istedigim ama, konusma geregi bile görmedigim bu insanlarin haklarindaki düsüncelerimi bilmeleri iyi olur...Hele burdaki kardesi, bir erkege dedikodu yakisir mi derseniz, evet adami görseniz dedikoduyu ona yakistirirsiniz:))) 
iSiD TERÖR ÖRGÜTÜNDE ki, yobazlardan biride burda yanibasimizda yasiyor, bir insan önce kendi karisinin kusurlarini görecek sonra baska insanlarin kadinlarin kusurunu ariyacak... Neyse bosverin arkadaslar, ara ara onlar hakkinda ki düsüncelerimi yazayimda icimde biriktirmeyeyim:))))) Sabri´yi bunca yil APTAL yerine koymus olabilirler ama, adamcagaz aslinda etrafinda olup bitenlerin farkinda da edebinden susmus....





LAHANA BÖREGi ve MELEKLER-SEYTANLAR....

$
0
0
     
     iki aydir tarif falan ekliyemiyordum. Bloga gelip yeni yazilar tarifler paylasmak istiyordum ama, icimden bir türlü klavyeye dokunmak gelmiyordu. Bunun sebebi, küresel ve toplumsal olaylar sanirsam. Gercekten de icimden hicbirsey yapmak gelmiyor. Negativ bir enerji var üzerimde. Sanki dünyanin üzerinde Negativ bir atmosfer var...
     PANDORA´nin KUTUSU acilmis ve her yere kötülükler mutsuzluklar sacilmis. Artik dünya da neler olup bittigini takip etmiyorum, haber izlemiyorum. Hele TR. haberlerine hic bakmiyorum. Ne zaman Tv. basina gecsem söyle kanallari bir yoklasam, Alman kanallarinda, haberlerde genelde Islami Fobi konulari isleniyor. TR. haberleri ise hep kadin cinayetleri, kayip cocuklar, kayip genclerle dolu...Sosyal medyada ise insanlar didis didis. Birbirlerini tanimayan insanlar neden herhangi bir konu hakkinda olmayacak sekilde konusuyorlar ki;
    Mesela ÖZGECAN´in ölümü, böylesine aci bir olayda bile insanlar sosyal medyada olmadik seyler söylediler. Bu nasil bir mantikdir...
Su son iki ayda encok üzüldügüm olaylardan biridir ÖZGECAN, Mekani cennet olsun, Ailesi icin diyebilecegim hicbirsey yok, bu saatten sonra hayatlari eskisi gibi hicbir zaman olamayacak, hergün ölecekler....
    Birde su Ispanya - Düsseldorf ucaginin düsmesi. Yardimci Pilot, sosyal medyada fenomen olmak istiyormus, bütün dünya kendisini tanisin istiyormus... Cok ünlü oldun ANDREAS.....
Ölen yolcularin hicbirinin cesedi bile yok, aileler o daglara bakarak cenaze törenini yaptilar...
iki olayin da ortak noktasi, hem ÖZGECAN hem de ucaga binen 146 yolcu yalnizca evlerine gitmek istiyorlardi. Araclari kullananlarin hasta ruhlu insanlar olduklarini nerden bilebilirdiler ki :(((((((    
    Hep bunu düsündüm, biz yolumuzda devam ederken, hic tanimadigimiz birileri gelip bize degebilir ve hayatimizi alt-üst edebilir... MELEKLER ve SEYTANLAR; aslinda hepsiyle icice yasiyoruz. Hepimiz birbirimizin MELEGi yada SEYTANI olabiliyoruz....
     KISin basinda yapmis oldugum bu yemegi, anca simdi yayinliyorum:)) bir daha ki kIsa kadar bekletirsem kokar, güle güle lahana, kereviz, pirasa, merhaba domates, biber, patlican 
LAHANA BÖREGi;
 1 adet ortaboy lahana, 2 kg.civari...
 yarim kg.kiyma
 3-4 tane kurusogan,
 Salca, tuz, karabiber,
 Besamel sos ve kasar peyniri....

   Aslinda bu böregin orijinal tarifinde, lahana yapraklari tek tek ayrilir ve haslanir, sonrada yufka gibi kat kat serilir. Ama, ben öyle yapmadim. zaten lahana yapraklarini tek tek acip haslasam sarmasini yaparim:))))
   Lahanalar dogranir ve haslanir, suyunun süzülmesi icin bir kenara alinir,
   soganlar ince ince kiyilir ve kiyma ile beraber siviyagin icinde kavrulur,
   salcasi, tuzu ve baharatlari ayarlanir, 
    
Besamel sosu hazirlanir,
1 yemek kasigi tereyaginda 2 yemek kasigi un kavrulur ve 3 su bardagi süt eklenerek, sürekli karistirilarak topaklanmadan pisirilir. Ilk fokurdamadan sonra 1 dakika kaynatmaniz yeterli olacaktir. Tuz ve karabiber eklenir.

     Lahanalar besamel sosun icinde iyice harmanlanir ve yarisi firin kabina serilir,
     Ortasina kiyma dökülür, üzerine tekrar kalan lahanalar serilir, 
      180 derecede firinda 40 dakika kadar firinlanir, firin kapatildiktan sonra üzerine bolca kasar peyniri rendesi dökülür ve firinin sicakliginda yine bir 10 dakika tutulur,
Biraz ilidiktan sonra, dilimlenerek servis yapilir....
    

EKMEK ARASI BALIK KÖFTESi

$
0
0
     Gecenlerde mutfak alis-verisi icin Türk Bakkalina gittim. Malum burda ayagimizin altinda, her mahallede bir Bakkal-Market yok. Yakinimda bir tane Alman Marketi var ama, orda da herseyi bulamiyorum. Sucuk, salam, et ürünlerini, beyaz peynir ve bakliyatlarimi ancak Türk Bakkalindan alabiliyorum. 

Sehir merkezine vardim, magazalarda indirimli satislarin yapildigini gördüm. Söyle bir bakinayim, sonrada alacaklarimi alir giderim dedim... O magaza senin, bu ayakkabici benim, oglana sunu alayim, kiza bu yakisir, coraplara kadar indirimler yapilmis derken, elim-kolum doldu. Allahtan ki üzerimde fazla para yoktu, Kredi Karti kullanmiyorum, normal banka kartimda kredi karti görevini yapiyor ama, cok cok mecbur olmadikca kullanmiyorum....
     Herneyse ben eli-kolu dolu, posetlerle eve geldim. Torbalari hole yigdim, kendimi koltugun üzerine attim. Biraz dinlendikten sonra, cocuklar aldiklarimi denediler, olanlari camasir makinesi attim, olmayanlari yada begenmediklerini ise geri götürmek üzere ayirdim.
Bu arada Oglum, benden sucuklu tost yapmami istedi. Zaten oglum bir tek tost ve haslanmis makarnayla besleniyor. Buzdolabini actim, sucuk yok. iste o an, disariya ne icin ciktigimi hatirladim:))) simdi ben magaza magaza gezip ellerimde torbalar olunca zanettim ki, kiyafet alis-verisine cikmisim. Mutfak ali-verisini unutmusum:))) Dolap-mutfak, tam-takir öylesine bana bakiyordu. Türk Bakkali kapanmadan, tekrar kostura kostura, bas gaza git alis-verise...
Son zamanlarda yemek yapma zevkimi kaybettigim icin, kahvaltilik, atistirmalik ne varsa alip geldim. Gercekten de son 3-4 aydir mutfaga girmek hic istemiyorum, pratik seyler hazirliyorum genelde. Acaba bu gecici bir durum mu? Yemek yapma zevkim tekrar geri gelir mi? Yoksa bana NAZAR mi degdi arkadaslar. iki yumurta kiramayan, evinde coluk-cocuguna güzel sofralar kuramayip da orda burda karinlarini doyuran kadinlarin nazarlari mi degdi acaba?:))))
      Bu kIsI hep sandewiclerle, ekmek arasi gidalarla gecirdik. Tabii arada sirada özel seyler hazirladim ama, eskisi gibi degil. Bu kIs cok kilo alirim sandim ama, yooo kilo da almamisim. Bir-iki kilo. Bunuda söyle farkettim, son indirimli satislarda denedigim kiyafetlerden. Simdi
36 beden tam üstüme oturuyor, 38 ise biraz genis geliyor. Acaba diyorum tatliya agirlik versemde 38 beden mi olsam, yoksa sandewicleri yemesem de 36 bedene mi düssem:))) 
Gerci yasima göre ve üc hamilelik gecirmis biri olarak kilom da, kiyafet bedenimde iyi, hatta oldukca iyi. Etrafimda sarkik göbekli, genis basenli  kadinlari, genc kizlari gördükce oldukca Fit bir vücudum var aslinda. 38 beden de olsam cok büyük bir problem degil...
Keske yasadigimiz su dünyanin sorunlari bu kadar kücük ve de neseli olsaydi......
      
     EKMEK ARASI BALIK KÖFTESi;
Efendim, su hazir balik köfteleri var ya, biz burda Fischstäbchen diyoruz...Balik cok severim, ama kokusunu ve kilcik ayiklamasini sevmedigim icin bu sekilde yapiyorum genelde. Onlardan kizarttim, sonra Rus Salatasi yaptim. Bol tursulu ve Mayonezliiii.....
Sonra italyan ekmegi Ciabattanin icine önce baliklari sonra üzerine salatayi sonra da Chili Sosunu azcik gezdirdim.....Sonra Ciabattanin diger yarisini üzerine kapattim...
     SONUC; Asagida ki 3.nolu resim...Yaziyi yazarken ve resimlere bakarken canim cekti yaaaa....
     Öglene yapsam mi acaba? Ben simdi yakinimda ki Alman Marketine bir gideyim, ordan balik ve Ciabatta ekmek alip geleyim:)))))


PiLAV-CACIK ve KÖTÜ KARMA...

$
0
0
Son zamanlarda okudugum en eglenceli ve gercekten de orijinal bir konusu olan 
KÖTÜ KARMA kitabindan bahsetmek istiyorum sizlere....
Almanya´nin önde gelen program sunucusu Kim Lange´ye Alman TV. ödülü verilecektir. Tam bir fiyaskoyla biten gecenin ardindan Kim kocasini aldatir. Ayni aksam Rus Uzay istasyonundan kopan bir parca tam da bizim seckin sunucunun basina düser. Parilitili bir isik, tüm anilarin bir film seridi gibi gözünün önünden gecmesi sonucu Kim saskinlik icerisindedir. Önce rüya gördügünü sanir ama, gercekler acidir, o ölmüs ve üstelikte bir karinca olarak tekrar dünyaya gelmistir. Önceki yasmainda  hayatinda ne kadar cok kötü karma biriktirdigini ögrenir; kizini ihmal etmis, kocasini aldatmis, hirslari ugruna is arkadaslarini basamak gibi kullanmistir. Büyük karinca Budha ortaya cikar ve onu teselli eder " Hitler ve yandaslari gibi gercek kötü adamlar bedel ödemek icin bagirsak mikrobu olarak yeniden dogmuslardir "...Dünyaya yeniden insan olarak gelebilmesi icin iyi karmalar biriktirmelidir....Tekrar insan olabilmek ve kizini tekrar görebilmek icin neler yasamaz ki Kim...Bir sürü pismanliklar ve zamani geriye alabilmek istegi..... Yapilan espiriler ve anlatim öyle eglenceliydi ki, kitabi bir cirpida, kahkaha atarak okudum....Kitap da encok "Cazanova " hosuma gitti... Ölümünden sonra, yeni hayatinda Cazanova, yüzyillardir bir karinca olarak yasamaktadir, sinif atlamak icin hicbir sey yapamamistir. Karinca olarak tek görevi Kralice Karincayi döllemek oldugundan ve genelde de her döllenmeden sonra Erkek karincalar öldügünden, tekrar tekrar dirilmesi de hep ayni olmustur:)))) Eeeee bu dünyan nasilsa öteki tarafinda ayni olur:))) Cazanova bütün yasami boyunca kadinlari kendisine asik etmek icin ugrasmis, emeline ulasincada o kadini birakip baska bir kadin icin ayni seyleri yapip durmus capkin bir erkek....Böyle bir hayat anlayisi olan birinin ölümden sonra ona uygun en iyi yasam bicimi Kralice Karincayla zaman gecirmekten baska ne olabilirdi ki:))))) Tabii bu durumdan Cazanova hic memnun olmadigindan, 
O da Kim´le birlik olup sinif atlama telasina düser:))))
Kitabi okurken, Cazanova ve Karincalarin yasami hakkinda daha genis bir bilgiye sahip olmak icin bayagi bir arastirma da yaptim....Kralice Karinca olmayida, Erkek Karinca olmayi da dogrusu hic mi hic istemem:)))) Hicbirinizde istemezsiniz:))) 
Hani dünyada yasarken Capkin olan, ayni anda birkac kadini idare eden, kadinlarin kalbini kiran, kendisine ilgi gösteren her kadini "Nasil olsa o- kadin istedi " diye kullanan erkekler varsa, yandilar.... Budist inancina göre, ölümden sonra Kralice Karinca ile bolbol vakit gecirme imkaniniz olabiliyor:)))) 
islam inancina görede , bu dünyada ki yasam bicimine göre  Ahiret yasaminda  öyle olacak. islamiyet de Budizimde ki gibi bir Reenkernasyon olayi tam olarak aciklanamazsada TEKAMÜLe erinceye kadar RUH bir degisim yada bir dizi gelisim göstermek zorunda...Bu konuyla ilgilide cokca arastirmisligim ve okumuslugum var ama, beni tatmin edecek net bir bilgiye daha ulasamadim. Islam Alimleri arasinda bu konuyla ilgili ciddi anlamda fikir ayriligi var.......

   Her ne kadar havalar cok sicak olmasada, yinede yazin gelmesi fikri icimizi isittigindan midir nedir, yeme-icmemizde mevsime göre degismeye basladi.... Bitirmek üzere oldugum bir kitabin, hemen sonucuna ulasmak icin de mutfakda fazla zaman harcamam. 
Kötü Karma´yi bitirmek üzere oldugum zamanda Mutfaga girince, yukarda ki sebzeli pilav ortaya cikti....
   SEBZELi PiLAV;
  Yarim kg.kadar taze fasulye,
   2 tane irice rendelenmis havuc
   1 tane ince kiyilmis kuru sogan
   2 su bardagi pirinc
    Tereyagi, tuz ve karabiber....
    
    Ayiklanmis olan taze fasulye, havuc ve kurusogan tereyaginda sotelenir ve cok az su birakarak fasulyeler pismeye birakilir...Tuzu ve karabiberi eklenir, bu karisima pirinciniz eklenir ve sonrasinda pirincinizin cinsine göre sicak su konularak pismeye birakilir.... 
Tabii ki Pilavin yaninda Cacik her zaman favori olmustur benim icin.....

Yukarda ki fotoya gelince; alman marketinde alis-veris yapiyordum yeni gelen ürünler reyonuna bakiniyordum ki bu Ketcaplari gördüm...Önce HELA´yi HELAL diye okudugumdan kendi kendime " müslüman müsteriler icin Helal ürün Ketcaplarda mi üretmis bunlar " diye düsünüyordum ki, daha dikkatli bakinca  "HELA KETCAPLARI" oldugunu gördüm ve basladim gülmeye..... TR.de Secim arifesinin yasandigi bu günlerde aman aman sizlerde benim gibi yanilgiya kapilmayin sevgili arkadaslarim.... HELAL ve HELA´yi karistirmayin diyecegim ama, su da bir gercektir ki; gercek hayatta hangi konuda olursa olsun, hangi ortamda olursa olsun her zaman film-firildak cevirenler, yalancilar ve üc kagitcilar ve hirsizlar hep favori olmuslardir, BASTACI edilmislerdir bile bile....Bakalim sonuclar benim tahmin ettigim gibi mi olacak....Güzel insanlarin icinde güzel zaman gecirmeniz dilegiyle, hepiniz sevgiyle ve dostca kalin sevgili okuyucularim.....

LEBENiYE CORBASI ve iKi ÖZEL GÜN

$
0
0
  

       Adem´in yaradilisi topraktan, Havva´nin yaradilisi ise Adem´in kaburga kemigindenmis...
Eskiler de derler ki,  " Kari-Kocanin topragi ayni yerden alinarak yaradilirlarmis"....
Eskiler evliligin Kader oldugunu söylerken, simdilerde bazi Din Alimleri evliligin Kader olmadigini söylüyorlar...Tamamen kendi secimimizmis.Yani biz nasil biriyle evlenmek istedigimizi belirtirsek ona göre kisiler cikarmis karsimiza.....
      Gecen Yilki yazimda ( Bakiniz burda http://thesuuur.blogspot.de/2013/01/browniiiieeee.html )
ciftlerin tanisip evlenme bicimlerini kendi gözlemlerime göre yazmistim. Ve  Sabri´yle tanismamin farkli oldugunu da yazmistim;gercekten de öyle....
      Ben ve Sabri Kuantum Teorisinin etkisiyle ya da bir nevi farkinda olmadan birbirimizle Telepati kurarak tanismisiz:))) Ciddi söylüyorum..Birbirimize rastlayincaya kadar öncesinde varligimizdan haberimiz yoktu,ortak hicbir gecmisimiz yok,ortak ne bir animiz ne de arkadaslarimiz var,ortak akraba,tanidik vs. yok.Bir ASK hikayemiz ya da tanisma hikayemiz de yok...Tuhaf mi ya da Kader mi bilmiyorum...
     Üzerimde evlilik baskisini yasadigim zamanlarda hep cok uzaklardan hic tanimadigim bilmedigim birinin gelmesini bekledim,(tutacagini bilseydim Robert De Niro´yu cagirirdim,belki o gelirdi:))....Sabri´de  o zamanlarda hic tanimadigi bilmedigi ve .....memleketinden biriyle evlenmek istermis....Ve biz aynen bu sekilde birbirimize rastladik,dört ay icerisinde de evlendik....Ilk görüste ASk yada elektirik alma gibi bir durum olmadi ikimiz acisindan da,ama müthis bir cekim gücü hissettik,birbirimizi bekliyorduk ve O an gelmisti...
    Ilk görüste,Genc Kizlar Karizmatik ve Olgun erkeklerden hoslanir tezi dogrulanmis oldu benim acimdan,Onun acisindan da " Cocuklarimin anasi olacak saf ve temiz Anadolu GencKizi" imajini verecek kadar Masum Yüzüm Sabri´yi etkilemis.....
Bu sekilde evliligin avantajlarini cok yasadim.Mesela hicbir zaman birbirimize " Sen eskiden böyle degildin ya da seni yanlis tanimisim" deyimini kullanmadik.Kimse kimseye kendini farkli tanitmadi,tanitmak icin zaman da olmadi zaten....Hergün birbirimizin bilmedigimiz yeni bir yanini gördük ve bunu oldugu gibi kabul ettigimiz icinde sonrasinda yadirgama durumu da olmadi....Sevgiyi,flörtü,arkadasligi-dostlugu ve aile olmayi hepsini ayni cati altinda yasadigimizdan,bizim icin iyi bir yasam tecrübesi olmustur....Cevremde Ask evliligi yapan yada uzun bir flört dönemi yasadiktan sonra evlenen ve sonrasinda ayrilan ya da "ASK" lari bitti diye sorun yasayan cok kisi taniyorum....Demek ki evliligi yürütmek icin illede büyük bir Ask´in ya da insanin birbirini iyice tanimasinin bir anlami yokmus.Ayni cati altinda birlikte yasamaya baslamadan, öncesinde ne yasanirsa yasansin yeterli olmuyor bence.Gerci herkesin evliligi de baskadir,evlilikten cikardigi anlamda baskadir....
    Sabri´yle iyi anlasiriz genelde,birlikte cok güleriz,birlikte oldugumuz zamanlarin tadini cikarmasini-eglenmesini biliriz,cocuklarimiza cok düskünüz......Aile olmanin ne demek oldugunu iyi biliriz ikimizde....Hayata baska baska pencerelerden baktigimiz icin hem fikir ayriliklarimiz ve tartismalarimiz coktur hem de birbirimizden ögrendigimiz cok sey vardir...
    Ama bir daha dünyaya gelsem ya da baska bir boyutta veya her ne ise asla ve asla böyle bir evliligide, Sabri´yide,kendi ailemi de,onun ailesini de tanimak dahi istemem,hatta yasamlarimiz TEGET bile gecmesin.....Ayni hayatin tekrarini niye yasayayim ki...Bunun sebebi ne O ne de benim..Tamamen gecmisten gelen icimizde kalan özlemlerimiz.Her zaman dedigim birsey vardir,insanin KADERi dogdugu aileye ya da sosyal cevreye göre sekilleniyor..
Bazi insanlar dogustan sanslidirlar,bu sansin verdigi özgüvenlede cok bencildirler..Hem herseyin fazlasini isterler,hem de baskalarinin sahip olduklarina bile göz dikerler...
Ikimiz de maaleseff hayatimizin bir bölümünü bencil insanlarin mutlulugu ve sorunlari icin harcamisiz.Ikimizinde omuzlarina öyle agir sorumluluklar yüklemisler ki zamaninda, yasitlarimiz daha iyi okullara giderken,sevgili yapip el ele dolasirken ya da daha iyi calisma imkanlari bulmusken ben ve Sabri en yakinimizda olan bu sorunlu insanlarin sorunlariyla yasamak zorunda kalmisiz...O insanlarin sorunlariyla ugrasmaktan kendi hayallerimiz pesinde kosamamisiz,kendimiz icin hicbir sey yapamamisiz ne yazik ki...
      Zaman gectikcede yasayamadigimiz hersey icimizi acitmaya basliyor tabii ki...Insan ister istemez böyle olmasaydi söyle olurdu,bunu keske yapsaydim ya da yapmasaydim sorulariyla basbasa kaliyor hep..Birbirimizi tanimadan önce yasadiklarimiz öyle cok birbirine benziyor ki,gerci ben biraz daha sansliymisim;Ey Kurban oldugum Güzel Allah´im, ikimizide yaratirken topragin ezik tarafindan mi almaliydin:))) en azindan birimizin ailesi dogru-düzgün olsaydi ya da hayallerini yasamis olsaydi...Iyi niyetimizden mi bunlari yasadik yoksa Salakligimizdan mi yoksa aile degeri bizim icin cok mu önemliydi de kendimizi bu kadar heder etmisiz bilmiyorum..Elimizde birazcik Pozitif enerjimiz kalmis onu da cocuklarimiz icin harcamamiza bile izin vermiyorlar,sülük gibi hayat enerjimizi emiyorlar......
      Kisacasi bizim toplumumuz Evliligin ne oldugunu bilmiyor...Ögreninceye kadar da is isten gecmis oluyor,hersey bir aliskanliga dönüstükten sonra da öylesine devam edip gidiyor iste hayat...
Bizim toplumda Evlilik,yasi gelen herkesin Sosyal Statüsünü belirleyen,cinsel yasamin ve cocuk yapmanin yasallastirildigi Dandik bir KURUMdur iste....Iste bu DANDik Kurumun icerisinde bizde 17 yilimizi tamamladik....Bundan sonra ikimizinde tek amaci dünyaya getirdigimiz su iki Yavrucagin hayatlarinin güzel olmasi......
                     
 Sabri`nin Dogumgünü ve Evlilik Yildönümümüz ikigün arayla oldugu icin ikisini de ayni zamanda cikartiyoruz....Ocak Ayinda oldugu halde,resimleri Pc.ye atip,yazmak icin anca zaman buldum....
   Sofra´da Sabri´nin sevdikleri hazirlanmisti her zaman oldugu gibi
    Lebeniye Corbasi,
    Perde Pilavi,
   Kereviz salatasi ve Ezme salatasi vardi...Tatli olarak sütlac yapmistim...
Oglum  "Anne biz bugün Cinli olduk" dedi....Niye oglum diye sordugumda
" Yogurdun icerisinde pirinc var,sütün icerinde pirinc var,Hamurun icerisinde pirinc var"....Sonra menüye söyle bir baktim,Cocuk hakliymis:)))
 Acili Ezme Salatasi;Domatesleri,kuruSogani,sarimsagi,SivriBiberi,salataligi,birkac yaprak yesilligi kücük kücük dogradim.NarEksisi,ZeytinYagi,cesitli baharatlari biraz salcayla sulandirdiktan sonra malzemeleri iyice karistirdim.....
   Perde Pilavi;bakiniz http://thesuuur.blogspot.de/2011/11/birkac-ozel-gun-ve-perde-pilavi.html
Siirt Mutfagina ait bir yemektir....
    Cok Bereketli ve Lezzetli oldugu icin de yaninda salatadan baska birseye ihtiyac yok.....
                 


 LEBENiYE CORBASI 1. VERSiYONU......
1 su bardagi haslanmis nohut
1 yumurta
1 cay fincani pirinc
1 yemek kasigi un
yarim kg.yogurt
200 gr.yagsiz kiyma
1 tane kurusogan
karabiber,tuz,tereyagi,nane

Yumurta,un ve yogurt cirpilir ve 1 lt.su ile beraber yikanmis pirinclerle kaynamaya baslayincaya kadar sürekli karistirilarak pisirilmeye birakilir.Pirincler yumusamaya baslayinca hazirlamis oldugunuz minik köfteler corbanin icine atilir ve pisirilmesine devam edilir.En son haslanmis ve kabuklari soyulmus nohutlarin eklenmesiyle biriki tasim daha kaynatildiktan sonra tuzu konur.Tereyagi eritilir nane yagda daglanir ve corbanin üzerine gezdirilir....
    
    KÖFTENin yapilisi;
    Kiymanin icine kurusogan rendelenir,tuz ve karabiberle iyice yogurulur.Minik minik köfteler yapilir.Bazilari köfteleri yagda hafifce kizarttiktan sonra corbaya ekliyor ama,ben bu sekiliyle daha hafif buluyorum....
   Lebeniye ya da Lebeni Corbasi GaziAntep Mutfagina aittir....
       Hepiniz sevgiyle ve Dostca Kalin......

ZEYTiNYAGLI iC PiLAV.......

$
0
0
Ruh Sagligimi Kaybettim Hükümsüzdür.
Yasanilan Bu AcI olaylar, hergün gördügümüz Cenazeler, kiyiya vuran cocuk cesetleri, Kafa kesenlerle ayni dünyada yasamaktan Yoruldum ve Tükendim ARKADASLAR...Mahser gününde kimse Milliyetinden, Renginden, Dilinden, Dininden ve Mezhebinden Dolayi hesaba cekilmeyecek...Dünyada ki vaktimizi nasil gecirdigimizden  ve kursagimiza giren her lokmayi nasil kazandigimizdan sorgulanacagiz.....
Aylardir TR.de olup-bitenleri büyük bir tedirginlik icerisinde izliyorum...Hergün, bu son olsun diyorum ama, NAFiLE...Bir sonraki olay daha büyük ve daha Vahim oluyor...
Dünyanin baska baska yerlerinde masum insanlar ölüyorlar, aci cekiyorlar, bizlerde eli-kolu bagli yalnizca Tv.den izliyoruz yada Netten daha detayli ögreniyoruz...Icimden yasamaya dair hicbir sevinc, hicbir heyecan yok..Cocuklarimiz icin, gelecek icin hic güzel umutlarim yok...Kötü ve bencil ve gözünü para hirsi-iktidar hirsi bürümüs insanlarin yüzünden mutsuz yasiyoruz.....Evet, savasin icinde olmasamda, catismalarin-patlamalarin icerisinde olmasamda ben de MUTSUZ ve KORKU dolu yasiyorum....Bloguma gelipde yeni tarifler vermek icimden gelmedi, arkadaslari ziyaret edemedim...Blog dünyasinda neler olup-bitti bilmiyorum...Yalnizca Netten, TR.deki arkadaslarimdan gündemi takip ettim. Türk Tv.Kanallarim yok, iyi ki de yok... Daha cok olay daha cok detay görüp  RUH dengemin daha fazla bozulmasini da istemiyorum.....
Bugün Hicri Yilbasi, yarin MUHARREM AYI´nin ilk günü...Hersey cok güzel olsun istiyorum, kan dökülmesin, birileri fitne-fesat cikarmasin....insanlar birbirlerini öldürmesinler...Nasil olsa hepimiz birgün ölecegiz, bu dünya kimseye kalmayacak...Insanlar bunu bildikleri halde neden hala birbirlerini öldürüp dururlar ki????? ACI cok ACI......

insanlik bu kadar trajedinin icindeyken, blogda yemek tarifi vermek de icimden gelmiyordu dogrusu...PC. temizlerken birkac yemek fotografim vardi, yayinlanmamis tariflerimden... Dogrusu emek verdigim bu fotolari silip-atmak istemedim...Elim gitmedi...Surda iki fotoyu dahi paylasmadan yok etmeye kiyamadim, insan insana nasil kiyar yaaa, mantigimin almasi mümkün degil, Anlamakda istemiyorum zaten....
ZEYTiNYAGLI iC PiLAV;
4-5 tane irice kurusogan
1 su bardagi zeytinyagi
2,5 su bardagi pirinc
1 kahve fincani dolmalik fistik
1 kahve fincani kus üzümü
1 cay bardagi kiyilmis taze nane
1 cay bardagi kiyilmis taze maydanoz
1 yemek kasigi biber salcasi
1 yemek kasigi domates salcasi
tuz, karabiber ve pirincinizin cinsine göre sicak su...

ince kiyilmis kurusoganlar zeytinyaginda pembelesinceye kadar kavrulur, arkasindan dolmalik fistiklar eklenir ve kavrulmaya devam edilir...Salca ve nane eklenir...Tekrar kavrulur. Pirincler ve bir kesme sekeri ve kus üzümleri eklenerek biraz daha kavrulur.Tuzu ve karabiberi de konduktan sonra sicak suyu ilave edilir.Önce harli ateste sonra kisik ateste üzeri gözgöz oluncaya kadar pisirilir. Kapatmadan az önce kiyilmis maydanozu konur....Iyice ilidiktan sonra servisi yapilir. Ben zeytinyaglilari soguk sevdigim icin, bu pilavida iyice soguduktan sonra servis yaptim...
Pilavin yaninda yine zeytinyaginda sotelenmis havuclarin üzerine sarimsakli yogurt dökerek servis yaptim.....   Muharrem AYinda oruc tutanlar sogan ve sarimsak yemedikleri icin, pilava sogan ve de yogurda sarimsak koymayarak yapabilirler...Afiyetler olsun.....
  SEVGiYLE ve DOSTCA ve HOSGÖRÜYLE KALIN....

     

DOGUMGÜNÜ PASTASI......veeee BENnnnn.....

$
0
0
     Bahcemdeki Papatyalar olarak ilk Blogcuda yazmaya baslamistim, sonra ordaki teknik sorunlardan dolayi Bloggere gectim; bugün tam 9 yil oldu....
   Blogda yazmak yasantima neler mi katti;
   önceleri basit tarifleri basitce fotolayip yayinliyordum. 
   Sonra degisik tatlar ve degisik pisirme tekniklerini kesfettim,
   insanlarin yasadiklari cografik konuma göre sosyolojik ve inanclari geregi neler yiyip-ictiklerini arastirmaya basladim ve ilginc seyler ögrendim,
   Sonra davet menüleri ve sofralarina merak sardim, degisik sofra dekorasyonlari hazirlamak hosuma gitti, daha kullanisli esya almayi ögrendim,
   Sonra dünyaca ünlü seflerin isimlerini ve neden ünlü olduklarini merak edip arastirdim,
   Ve galiba Bloggerin bana kattigi en büyük yenilik Fotograf Cekmek oldu. Baslarda fotograf cekimlerim o kadar kötüydü ki, ki bunun farkinda bile degildim. Yalnizca öylesine deklanjöre basiyordum. Sonra IsIk ayarlamasini, birazcikda olsa teknik bilgileri ögrendim. Ardindan Fotograf Makinelerini arastirdim, magazalarda hertürden fotograf makineleriyle hasir-nesir oldum. 
Sonra Ünlü fotograflari, ödül almis O ANLARI arastirmaya basladim. Ödül almis Fotograf Sanatcilarini ve gazetecileri taniyip-bilmek istedim...
    Ve sonra sonra yazmanin ne kadar güzel oldugunu tekrar kesfettim..Lise yillarimdan beri yazardim ama, bunu cok da önemsemezdim... Ama simdi yazmak benim icin müthis bir tutku oldu yine...Neler yazmiyorum ki, parca parca hikayeler, öyküler, siirler, senaryolar......Tabii ki Özel cekim Fotograflarimi ve de yazilarimi blogda yayinlamiyorum... Nedeni Sanal alem hirsizliklari...
    Birara  bloggerden arkadaslar topluca facebooka gectik, hayyy gecmez olaydik:))) Baslarda yalnizca yemek fotolarimi yayinlarken, sonra oranin suyunu öyle bir cikardilarki, bütün yemek sayfalarini ve tanimadigim sözde gürmeleri silip, tekrar bloggerde yazmaya basladim:)))
    Blogger de YAZAR olmak bir ayricaliktir, ama baska yogunluklarimdan dolayi cok fazla zaman ayiramaz oldum. Ayrica yemek programlarinin, yemek pisirmenin ve paylasmaninda suyunu cikardiklarindan ve herkeslerin basimiza GURME kesilmesinden dolayi NARTANELERinden ayrilma zamaninin geldigine inaniyorum. Yeni kesiflerim ve yeni hobbylerim var, onlara daha cok zaman ayiracagim...2006 dan beri görüstügüm BLOGGER YAZARI arkadaslarimla kontagimi asla koparmiyacagim. Iclerinden bu isi profesyonellige döken, reklam filmlerinden oynayan, yemek kitaplari yazan, yemek programlari yapan arkadaslarim var...Keza yine ROMAN yazan, SiiR kitaplari yazan arkadaslar edindim. Yazilarini takip ettigim ve hayata baska baska pencerelerden bakan arkadaslarimi okumaya devam edecegim.....Hepinizle yollarimizin tekrar biryerlerde mutlaka kesisecegine inaniyorum....
 Senelerce bizim evde dogumgünü pastalarini hep kendim yaptim. Yetmezmis gibi, davetli oldugum dogumgünlerinede eli bos gitmedim... Hazir olan pastalardan hiiiccc kullanmadim. Bunun nedeni Alman ürünlerinde Domuz jelatininin kullaniliyor olmasiydi. Müslüman ve Yahudi kesimin domuzlu ürünleri almadiklarini görünce, onlara yönelik ürünlerde cikartmaya basladilar... Son yillarda acilan Türk pastanelerini de bu duruma eklersek, kapitalist sistem kendi cikarlarini korumak adina bizleride düsünmeye basladilar...Bu ürünleri kesfettigimden beride ben de birazcik tembelleseyim dedim:))))
STRACCiATELLA KiRSCH TORTE; Kirazli cikolata parcali YAS PASTA...Pastayi buzluktan cikartiyorsunuz veeeee biraz cözüldükten sonra Dondurma tadinda afiyetle yiyorsunuz....Cok nefisss birseyyy, bütün bir yazi bu cesit pastalarla gecirdik....Buzlukta birtanede bademli, karamelli olanindan var, cok soguklar bastirmadan dondurma niyetine onu da yemek lazim en kisa zamanda:))))
   Ayrica bugün, biyolojik dogumgünüm....40li yaslari gectikten sonra insanin yasama bakis acisida farkli oluyor, artik hangi yasta oldugunuzunda bir önemi olmuyor... Yani ben öyle oldum...Tabii ki insanin her döneminde, her yasinda farkli dünya görüsleri ve yasam anlayisi oluyor, olmali da....Kendimden örnekler verecek olursam;
    20´li yaslarima kadar olan dönem; Mutlu gecen bir cocukluk, ergenlik derken ve de yakin cevrenin dogrulariyla gecen bir zaman dilimi. Aile büyüklerinin baskilari ve dogrulariyla büyüdüm...Sonra o büyüklerin dogrularinin ne kadar yanlis oldugunu, hak-hukuktan, edep-hayadan bahsedenlerin, ahlaksizliklarini görünce ve bu zitliklari yüzlerine vurunca nasil bir Öcüye dönüstügüm ve sülalenin karalistesine alindigim yillar...:))) 
    20´li yaslardan itibaren hayatima yön verme ve gelecege dair planlarimi yaparken, yine yetistigim cevrenin kendi dogrularina kafa tuttugum zamanlar...
Eeee Hoollywood Film yildizlariyla tanisma imkanim olmadigi icin evliligimide mecburen bu cevreden yaptim. Bu kezde kokusmus insanciklarin icine düstüm...Kendi yaptiklari herseyi dogru bulan, ama aynisini bir baskasi yapinca ayiplayan,sabahtan aksama kadar dedikodu yapan insanciklarin icinde yasamaya basladim. Yeni gelinim, örf-adetler vs. derken bu kokusmus insanciklarla daha fazla olamam dedim ve baglarimi kopardim. Kendilerinde kusur görmeyen bu cag ötesi YARATIKLAR tarafindan da baska baska sorunlar yasadim:))) Zavallilar, aynaya  bakinca acinacak hallerini görmeyenler...
    30´lu yaslarim cocuklarimla kurdugum ailemi ayakta tutma ve saglik sorunlarimla gecti...Bu yillarimi yasarken disardaki insanlarla cok büyük bir iletisime gecmedim, insanlarla cok da fazla hasir-nesir olmadim...Tek derdim cocuklarimi büyütecek kadar zamanimin olmasini istemekti...
    Sonra 40´li yaslarima geldim ve söyle bir arkama dönüp baktim....Yasadiklarimi ve yasantima etki eden insanlari söyle bir gözden gecirdim...Hayat tecrübesi edinirken cok da fazla insan tanimaya gerek yok aslinda...Kendi ailemin ve Sabri´nin ailesi icinde tanidiklarim bana yetti de artti bile:)) Benim gibi iyi bir gözlemciyseniz, olaylari ve insanlari iyi tahlil edebiliyorsaniz, taslari yerine iyi oturtabiliyorsaniz, yakin cevreniz sizin cokkk cokkk tecrübe edinmenize yardimci oluyorlar:))) 
     Neler  mi ögrenmisim;
     Insanlarin geneli söyle der " HAYATIMI YAZSAM ROMAN OLUR " diye, bu cok dogru...Bütün insanlarin hayati ve yasadiklari bir Romandir...Herkesin mutlaka bir hikayesi vardir,
     Bütün insanlar iyi olduklari kadar Kötü, Kötü olduklari kadar iyidir...Falan cok iyidir, filan kötüdür demenin bir anlami yoktur aslinda...Mesela beni cocukluk arkadasim Demet´e veya MÜRÜVVET YENGEM´e sorsaniz, benim ne kadar harika ve inanilmaz bir insan oldugumu anlatirken,  Sabri´nin kardeslerine sorsaniz benim ne kötü bir insan oldugumu anlatirlar:)))
Aslinda ben ayni YILDIZIM...
Mesele iyi yada kötü insan olmak degil, mesele herhangi bir olay icerisinde göstermis oldugunuz tavir ve durusunuzla alakalidir...Bir insan, tanik oldugu olaylar karsisinda ADALETLi olabiliyorsa, ViCDAN´li olabiliyorsa, MERHAMETLi olabiliyorsa ya da olamiyorsa, iste nasil bir karaktere sahip oldugunuz tam da bu noktada kendini belli ediyor...
      insanlari yasadiklarindan dolayi elestirmem, insanlarin ne yasadiklari beni enterese etmez. Herkesin kendi ic dünyasinda neler yasadigini nerden bilebilirim ki...O yaptiklari hatayi neye göre yapmislardir yada o söylediklerini neye göre söylemislerdir acaba, neye göre öyle yasamislardir??? bunu nerden bilebilirim ki??? Amaaaa, dürüstlükten bahsedip de, kendi hatalarini-yaptiklarini görmeyip, baskalarinin acigini arayan, baskalarini ayiplayan insanlara da tahammül edemiyorum...
      Herkesin ailesinde, arkadas cevresinde yada is cevresinde mutlaka vardir; siz ne kadar iyi olursaniz olun, ne kadar dürüst olursaniz olun, ne kadar caliskan olursaniz olun hic makbul görmezzz iken, ortaligi karistiranlar, dedikodu yapanlar, fitne-fesat olanlar, hirsizlar-yalancilar hep bas taci edilir..Bu kadar kibar ifade etmeyeyim, yani kisaca kim 
     "KAZIK S..."sa iste o kisiler cok makbule geciyorlar...( özürdilerim arkadaslar, ama bazen insanin duygularini gercekten de küfür yada kaba terimler en iyi ifade ediyor:))) )
Böyle kisilere cokkk tanik oldum, maaleseff...
      Bir de su vardir; " Falan kisi benim icin cok degerlidir, degerli olmasaydi hayatima girmesine izin vermezdim " ; iste o deger verdikleri insanlarin onlarin arkalarindan neler söylediklerine sahit olunca ve sonrasinda da hicbirsey olmamis gibi canim cicim olununca, hayretler icinde kaldigim zamanlar da olmustur... Acaba ikiyüzlü olmak mi gerekiyor bazi durumlarda???? Yaaa ben ikiyüzlü olmaya calistim ama, olamiyorum:))) Vallaaa, bazi durumlar icin gercekten de ikiyüzlü olmak istiyorum, ama beceremiyorum. Bence bu da bir yetenek isi, o kisileri tebrik etmek gerekiyor diyecem ama, dünyada cokkk var.
      insan iliskilerinin er yada gec bittigine inaniyorum, ne ömür boyu süren kari-koca iliskisi vardir, ne dostluklar devam eder, ne de aile iliskileri... Hatta insanin ebeveynleriyle bile iliskileri bittiyor zamanlar...80 yasina gelmis annenize yada babaniza baktiginizda gördügünüz tek sey YASLI bir insan figürüdür yalnizca...
      Hic bitmeyen ve karsiliksiz olan tek sevgi,  insanin evlatlarina duydugu sevgidir herhalde. Ama, bilmiyorum. Ileriki zamanlarda insan iyice yaslaninca cocuklar olgunlasip yaslari ilerleyince nasil bir bag kalmis olacak acaba, yasadikca ögrenilecek durumlardan biri,
       Nasil insanlarla yasarsaniz gercekten de öyle oluyorsunuz. Ne kadar kendinizden ödün vermemis olsanizda bir yerde insan icgüdüsel olarak karsisindaki insan gibi davranmaya basliyor. Karsilikli etkilesimler oluyor. Bu yüzden de güzel düsünen, pozitif enerjisi yüksek ve bilgisinden, tecrübesinden fayda görecegim insanlarla vakit gecirmek daha cok hosuma gidiyor...
       Arkama söyle bir bakiyorum da yasayamadigim ne cok hüzünlerim varmis, icimde kalanlar....Baskalari yüzünden hayatimin akisinin degistigi ne dönemeclerim olmus...Bu yüzden ben hic kimsenin hicbirseyine göz dikmedim, dikmemde...Ne insanlarin mali-mülkü, ne yedigi-ictigi, ne alip giydigi ne mutlulugunda gözüm olmaz...Bu huyumuda cok severim...Ama her nedense benim en ufak birseyimde bile hep cekememezlik görmüsümdür...Bu da benim bu dünyada ki SINAVim olsun....
       

   icinde bulundugum cevre, KIZCocugu oldugum icin, GencKiz oldugum icin ve daha sonralari Genc bir Kadin oldugum icin UTANMAM gerektigini söyleyip durdular...Oysa benim utanilacak hicbirseyim yokken, utanmasi gerekenler ortalarda salina salina gezindiler...
   Simdi aynaya baktigimda cok ama cokkk güzel bir GENCKADIN görüyorum. Baskalari zorladigi icin degil, gercekten de kendi dogrularindan ve yanlislarindan dolayi cok temiz yasamis, ALNI AK bir GENCKADIN görüyorum...Dedikodulara, iftiralara, cekememezliklere, yalan-dolana, ikiyüzlülüklere karsi koymus ve cok tecrübeler edenmis bir GENCKIZ görüyorum....Hicbirseye boyun egmeyen, ama encok da yumusak basli bir RUH görüyorum....
Rabbim beni ne güzel yaratmis, Kadin oldugum icin Yüzlerce kez Sükürler olsun...Eger yasarsam 50´li yaslarimda, 60´li yaslarimda nasil olacagim acaba??? Dogumgünlerimde gelip son halimin fotosunu buraya birakayim:)))
                    

           Bu dünyada hepimiz misafiriz, hepimiz bedenimizi dünyada birakacagiz ve yolculugumuza kaldigimiz yerden devam edecegiz. Tabii ögrendiklerimizle ve ögrenemediklerimizle birlikte....Bu yüzden de ben Ne Solcu olabildim, ne Sagci, ne Devrimci, ne Marjinal, ne Milliyetci ne de Dinci, ne de örflere-adetlere uyan biri olabildim.... Baktim ki bunlarin hicbiri olamiyorum ben de bir HiC OLDUM !!!!!  
        HEPiNiZ SEVGiYLE ve DOSTCA ve HOSGÖRÜYLE ve BARISLA KALIN.....

Viewing all 28 articles
Browse latest View live