Quantcast
Channel: NAR TANELERi
Viewing all 28 articles
Browse latest View live

TAVUKLU LAZANYA......

$
0
0
     Bir önceki yazimda,bizim toplum evliligin ne oldugunu bilmiyor demistimyaa,Cinsel yasamin ve Cocuk yapmanin yasallastigi kuruma verilen isime Evlilik deniyor demistimyaa;sözlerimin arkasindayim halen....Yukarda görülen kiz cocugu 2002 dogumlu ve 30 yasinda bir "HERiF" tarafindan zorla,sürüklene sürüklene kacirildi,bugün 34 gün oldu."HERiF" in babasinin,abisinin yaptigi aciklama "Kardesim-Oglum sapik degil,evlilik amaciyla kacirdi,aile ile anlasalim".....Evlilik Kurumunun icinde SAPIKLIGI da yasallastirdik mi,millet olarak UZAY CAGini da geri de birakmis oluruz artik.....Ve bu olay TR.nin Dogusunda falan olmuyor (genelde etnik kökeni KÜRT olan vatandaslar böyle olaylara konu olur) Izmir´in bir köyünde oluyor ve o köyde ve cevre köylerde genelde kizlar 13-14 yaslarinda kacarak evlenirlermis....Resmi Nikahin yapilabilmesi icin 18 olmalari gerekiyor ya,o zamana kadar da iMAM NiKAHI yeterli oluyormus....
     90´li yillarda Ünv.basladigimda kiz yurdunda kaliyordum ve bir cok kiz ögrencinin imam Nikahi vardi.Bunu ilk duydugumda SOK olmustum.Flört ettikleri erkek arkadaslariyla "HARAM" olmasin
"GÜNAH"a girmemek icin iMAM NiKAHi yapiyorlarmis...Nasil olsa Okul bitince evlenecekler yaaa.....simdi ben bu konu üzerine coksey yazarimdaaaaaa,siz anlayin iste.......Ve bu kizlarin bircogu da Egitim Fakültesinde okuyorlardi,yani gelecegin Ögretmen Adaylariydi ozamanlar...Okul bitince Imam Nikahli Flörtleriyle evlendiler mi,yoksa 3 defa "BOS OL" lafiyla herseyi bitirdiler mi bilmiyorum.Merak ettigimden degil,insanlarin Evlilige bakis acisi böyle iste bir kesim icin....
Hadi bunlar toplumun kültür olarak alt tabakasi ya da orta tabakasi diyelim...sanatcilarin,yada sürekli göz önünde olan bazi kisilerinde her birlikte olduklari kisiyle görüntülendikten sonra,muhabirin "Evlilik" ne zaman sorusuna bircogu "Biz Allah Katinda evliyiz zaten" demelerine ne demek lazim...Bir süre sonra ayrilip,yeni biriyle ciktiklarinda da "ASKimiz bitti" demelerine ne demek lazim...Nikah nedir,nicin yapilir,evlilik nedir bilseler böyle konusmazlar zaten....
      Yeri geldi mi de AvrUpa halkinin kimin eli kimin cebinde yasadigi gösteriliyor,yooo ben 17 yildir iclerinde yasiyorum AiLE Kavrami ve Ahlak degerleri son derece yüksek kalitede yasayan insanlar....Evlenmeden de birlikte yasiyorlar,cocuk yapiyorlar.Cocuklari oldugu halde nikahsiz yasarken ayrilan ciftlerin Aile düzenleri de gayet düzgün gidiyor.Bircogu Kiliseye bagli olarak nikah yapmak istediklerinden ve Kilise bosanmayi kabul etmedigi icin,sirf Kilise ve evlilik Kurumu zarar görmesin diye kendilerinden emin olmadikca NiKAH Yapmiyorlar....Genelde de ilk ASKlari ya da cocukluk Asklariyla evleniyorlar....Bosanmak isteyenlerde bunu gayet medeni bir sekilde cocuklar zarar görmeden,her iki tarafin aileleri birbirine girmeden-karistirilmadan,erkek kadini öldürmeden,namusuna dil uzatmadan gayet dürüst ve ahlakli bir sekilde sonuclandiriyorlar...
      AZiZ NESiN " Milletin %60´i Aptaldir" dedigi icin Adamcagaz hakkinda ne davalar acildi bilirsiniz...Simdi ben de diyorum ki "Milletin %60 i hatta %70´i evliligin ne oldugunu bilmiyor"
3-4 cocuk yapmada yasallastirilir yakinda,kalitesiz ve Niteliksiz Nüfusu kontrol etmek ve istenileni yaptirmak her zaman kolay olmustur onlari yönetenler tarafindan....Sonrada Sanal Alemde aldatmalar alir basini gider....Görünmezlik kimligiyle hertürlü halti yer Sanal Alemde birileri,gercek de iyi Aile Babalari,Fedakar Anneler olarak,sosyal statüsü Evli-Barkli insanlar olarak aramizda yasar giderler...
Internete getirilen sansür uygulamasinda 4 saat icerisinde istedikleri paylasimi sakincali bulup kaldirabiliyorlar,yani öyle bir sistem alt-yapisi uygulamaya geciriliyormus demek ki Teknik olarak....Amaaaa is,2002 dogumlu Fatmayi bulmaya gelince yada sanal alemde ki sapiklara,ahlaksizliklara geldi mi hersey siradan yavas yavas,acele etmeye gerek yok....
      insallah bugünlerde cocukcagaz bulunur,annesini izlerken darmadagan oluyorum, O cocugun ileri ki yasamlarda ki hali nice olur kimbilir......
      Güncel olaylarin icine yemek tarifi koymak istemiyorum ama,hayatin gercegi de su ki,dünyanin her yerinde aclikda olsa,savaslarda olsa,ölümde olsa Yemeden Yasamamiz mümkün degil...

TAVUKLU LAZANYA;
Bir paket haslanmasina gerek olmayan lazanya
Haslanmis Tavuk kalca bud yada tavuk gögsü
Mantar,yesil biber,kurusogan,sarimsak
Salca,tuz,karabiber,siviyag
Besamel sos icin süt ve un
 Mantar,biber ve kurusogan-sarimsak ince ince dogranir ve siviyagda kavrulur,
 salcasi ve baharatlari eklendikten sonra icine tavuk parcalari eklenir ve cok az su konur.
 Un yagda kavrulur ve süt ilave edilerek Besamel Sosu da hazirlanir.
 Firin kabinin altina önce besamel sosda dökülür ve sonra bir sira lazanya bir sira Tavuklu harcdan konur.En üste kalan besamel sosuda döküldükten sonra 180 derecede isitilmis firinda 30 dak.pisirilir.
Firin kapatildiktan sonra üzerine bolca kasar peyniri serpilir ve tekrar firina verilir.Kasarlar eriyip,hafif kizardiktan sonra biraz iliyinca dilimlenerek servis yapilir.....
  Sevgiyle ve Dostca kalin........

TÜRKiYE´ye PEARL HARBOR CIKARTMAM:))))))

$
0
0
 
Yazi basligima bakipda gülmeyin lütfen;tam 4 yildan sonra TR.ye  Pearl Harbor da ki gibi ani ve habersiz bir cikartma yaptim:)))) Eminim ki etkileri uzun süre devam edecektir....
Halletmem gereken islerim vardi ve hep ertelemistim,cocuklardan ayri gitmeyi hic istemiyordum ama,kisa ve yorucu bir yolculuk olacagindan Sabri´nin destek vermesiylede hazirliklara basladim.
Ben yokken rahat etmeleri icin elimden gelen herseyi yaptim,özelliklede yemek konusunda.Buzluk kismina pogacalar,köfteler,kavurmalar yapip biraktim.Dolabin üst kisminda ise zeytinyagli cesitleri yapip biraktim.Kahvaltiliklarini,sebze ve meyvelerini bütün alis-verislerini yaptim.Camasir adina hicbirsey birakmadim sepette ve hergün neler giyeceklerini bile hazirladim.
Kalacagim yerlerin tlf.listesini ve günlük neler yapmalari gereken listeyi de hazirladiktan sonra her ne kadar gözüm arkada kalmis olsada 9 gün cabucak,kazasiz-belasiz gecip gitti cok sükür....
Geldigimden beri de önce Camasir ve Ütü olmak üzere dünyanin isini yaptiktan sonra ve cok fazla hava degisimleri yasadigimdan, yorgunluk ve uykusuzluk Pozitif enerjimi ele gecirdi en sonunda...
 
 
 Hamburg´un havadan görüntüsü.......Yemyesil ve tertemiz.....
(  Kendi fotograf makinemi götürmedim,Kizimin Fotograf Makinesi daha pratik olur dedim ama,ayarlar kismina elim degmis ve ben de farkinda olmamisim.Cektigim once resim bosa gitti.)
    Ve ben  bu yolculugumda anladim ki,TR.de yasamak benim icin artik cok uzak.Hele hele cocuklarim hayatta uyum saglayamazlar.Biz burda ki düzene,disipline,sessizlige alismisiz artik.Burda hersey cok düzenli,insanlar genelde cok kibar.TR.nin trafiginde araba kullanabilmem mümkün degil,karsidan karsiya gecmelerim bile cok komikti:)))) Para konusuna hic deginmiyeyim bile:)))
    Yolda,carsida-pazarda,otobüste herkeslerin elinde cep tlf.lari vardi ve herkes sanki büyük isadamlari,kadinlari edasiyla konusuyorlardi;Öyle komik manzaralara ve tlf.konusmalarina sahit oldum ki:))))) Yurdum insani enteresan yaaa...Belki de tuhaf olan benim,Cep Tlf. kullanmadigim icin,yani yalnizca cocuklar ve Sabri icin kullaniyorum birde Saat olarak kullaniyorum.O bile bana fazla geliyorken insanlarin disarda herkesin duyacagi sekilde konusmalarina bir anlam veremiyorum ben...
    Yolculugumun ilk Duragi Ankara´ydi.Teyzemi ve Dayimi ziyaret ettim.Bu resim Halk Bankasi Genel Müdürlügünün binasindan cekildi.Damlacigim,kuzenim burda calisiyor.Harika kitaplar hediye etti bana,tekrar tsk.edeyim......Baskent olusundan dolayi daha fazla Siyasi dedikodular ve fisiltilar vardi Ankara´da,neler ögrendim neler:)))))
   Teyzemin Melekleri;Teyzem Etibank Genel Müdürülügünde calisiyor ve bu gördügünüz Kisiler
S.A.´nin Melekleri ve hepside benim okurlarim,hayranlarim.Cok duygulandim yaaaa,hergün blogumu mutlaka ziyaret ediyorlamis.Beni cok kilolu ve daha olgun görünümlü biri olarak beklerlerken,hayal kirikligina ugradilar:)))) Iste Maharet bu Kizlar,onca agir ve güzel yemekleri yapip kilo almamayi becerebilmek:)))  Sizleri cok sevdim ve de tanidigima cok memnun oldum....
     Teyzemle yillardan sonra yanyana geldigimiz icin beni cok ama cok güzel agirladi.zaten ailede fazladan kimseylede kontagim yok.Onunla bir KIZILAY gezimiz vardi ki,her iki adimda bana "Aciktin mi" diye soruyordu.Ne cok yiyecek-icecek yerleri vardi öyle,insanlar sürekli yemek yiyorlardi.Bu yemek isinde ne tüketici bir toplum olmusuz yaaa.Adim basi börekci,unlu mamüller,tatlicilar....Insanlar cok kilolu geldi bana yaaa.Bir tek Ankara degil,daha sonra gittigim diger yerlerde de durum ayniydi....
    Teyzemin bütün israrlarina ragmen disarda biryerde oturmak istemedim,birbirine karismis yemek kokulari beni cok rahatsiz etti.Birtek su halka tatlidan bir tane yedim.Burada böylesini bulmak mümkün degilde....Oglusumunda encok sevdigi tatlidir ve onsuz yedigim icin yüregim burkuldu....
     Ankara´da iki gün kaldiktan sonra ,birgün TR.ye dönersem yasayabilecegim tek yer bircok siire,sarkiya,filmlere ve tarihe adini yazmis olan güzelim DiYARBAKIR´a geldim........Sehirin 7 kapisi vardir,eski zamanlarda sehire bu 7 kapidan girmek mümkünmüs.Cin Seddinden sonra dünyanin ikinci uzun surlari.Sehir bu surlarin icindeymis,hava kararinca sehrin kapilari kilitlenirmis,gün aydinlanincaya kadar.....Efsane Sehir.....
      Diger kapilarinda resimlerini cekmistim ama,hepsi cok kötü cikmis....Burasi DAGKAPI,sehrin merkezi....Bu surlarda ben kendimi bildim bileli Atatürk Resmi de vardir,Türk Bayragi da...Birgünden birgüne burda yasayanlarin hic kimsenin ugrasmadigi iki öge,insanlari fitne fesatla birbirine düsüren ve Allah vergisi dillerini yasaklayan zihniyetlerin eseri bugün ki kargasanin sebebi...Ve Tarihi bilmeyenler Atatürk´ün Kürt Beyleriyle,Asiretlerle diyalogunu bilmeyenler bos bos konusup dururlar iste.....
      Hasan Aga Hani;benim cocukluk ve genckiz zamanlarimda bu hanlar bayanlar icin hic güvenli herler degilken,kimsenin giremedigi yerler iken simdi bu yerlerin halka acik olmasi ve özellikle kahvalti salonlarinin olmasi cok hosuma gitti.Ama cocuklarim olmadan buralarda kahvalti yapmak istemedim.Bir lokma dahi yiyemiyecegimi bildigim icin kahvaltiyi disarda yapmadik arkadaslarla.
    Hanin icerden görünüsü,Hanin odalari kücük kücük kafelere ve hediyelik esyalar satan yerler olarak ayrilmisti.Bir daha ki sefere ailecek buralara gelip tadini iyice cikarmak gerek:)))
    Hanin yeraltina inen siginaklari ise kitapevleri ve okuma salonlari olarak degerlendirilmisti....Cok ama cok hosuma gitti....Zaten ben TR.ye gittigimde bir kitapcilardan cikmam,cok da kitap alirim her gidisimde
 Ikinci ugradigim ve alis-veris yapmakdan zevk aldigim yerler ise baharatcilarin,yerel ürünlerin oldugu Kapali Carsidir....Burdan da bir hayli alis-veris yaparim.....
 Oglumun ve kizimin verdigi siparisleri bol bol aldim.Sabri birsey istemedi,cocuklarin istediklerini al ve sag-salim gel yeter dedi.....Bu yil burda Antep Fistigi yok,TR.de de dogru düzgün yokmus bu yil ve fiyatlari korkunc artmis.Gittigim zamanlarda alis-verisimi yaptigim yerden bolca tedarik ettik.Oglum cok ama cok seviyor Antep Fistigini.....
Kizimin sevdigi Cevizli sucuklar,pestiller,kayisi kurulari........
    Ücüncü olarak da Kuyumcularin oldugu hani ziyaret ederim.Oranin resimlerinide cekmistim ama,fotolar cok kötüydü diye koymadim.Ordan neler aldigimi yazmayayim artik:)))
Yigidim Aslanim Sabri´cigime mersilerden bir demet gönderiyorum......
Bu kadar alis-veris yaptimda Sabri´yi unuttum sanmayin,ona da cok eski arsivlerden hazirlanmis olan cok eski müzik Cd.lerinden aldim....Hem gerci onun dedigi tek sey vardir "Ben sizin icin calisiyorum,istediginiz gibi harcayin"....Ben de yüzünü kara cikartmiyorum Evelallah:))))
   Yurtdisi yolculuklarda kisi basina 30 kilo bagaj hakki varken ve 8 kilo da el bagaji hakki varken ben 45 kiloyla geldim:)))) Deutschlanda girisimde müthisti,tek kisi bu kadar valizle girince göze carptim ve polis aramasiyla karsilastim:))))  Valizlerin üstünde bolca kiyafetler oldugunu görünce tipik alis-veris manyagi KADIN imajimdan dolayi valizlerin diplerini aramadilar bile..Tulum Peynirleri,tereyaglari ve ev yapimi kavurmalari görmediler bile:))))

KADINLAR CiCEKDiR(mi) ve BiRAZ FEMiNiZM.........

$
0
0
 
TESEKKÜRLER ALLAHIM;KADIN OLDUGUM iCiN,
THANKS GOD;I AM A WOMAN,
GOTT SEi DANK;iCH BiN EiNE FRAU,
MERCi DIEU; JE SUIS UNE FEMME
 
BENi KADIN OLARAK YARATTIGIN icin sana binlerce kez sükürler olsun ALLAHIM;
CÜNKÜ;
Sen de var olan Merhametinden biz kadinlara verdigin icin,
Dogurganligi biz kadinlara verdigin icin,
Siirlere,Sarkilara,Resimlere ilham kaynagi oldugumuz icin,
Modanin varolsuna sebeb oldugumuz icin,
Yaslanmamizi geciktiren bütün güzellik ürünleri icin,
Estetisyenlerin ve Diyetisyenlerin calisma ve yaratmalarina sebeb oldugumuz icin, 
         Basarili bütün erkeklerin arkasinda oldugumuz icin,
         Duygularimiz ve Mantigimizla hareket ettigimiz icin,
         Erkekler gibi Hormonlarimizla hareket etmedigimiz icin,
         Sevmeyi,Sevismeyi ve Asik olmayi bildigimiz icin,
         ince Ruhlu ve Kibar ve Romantik oldugumuz icin,
         Trafik Kurallarina uygun Araba Kullandigimiz icin,
         Banyoyu Temiz kullanmayi ve Hijyen Kurallarini bildigimiz icin,
        
   
           Para ve Hirs ugruna Dünyada ki Savaslari cikartmadigimiz icin,
           Kapitalismin ve Emperyalizmin yaraticisi olmadigimiz icin,
           Kapitalizmin getirisi olan bütün Özel Günlere sebeb oldugumuz icin,
           Tecavüzcü olmadigimiz icin,
           Kadinlara eziyet etmedigimiz icin,
    
                           
          Ayni anda hem Kariyer hem de Cocuk yapabildigimiz icin,
          Ayni anda Harika bir Es,,Harika bir Anne,Harika bir ahci ve harika toz alabildigimiz icin,
          Cocuk Ruhlu-hic büyümeyen Erkegimize yeri gelince Anne olabildigimiz icin,
          Yeri geldiginde, Erkeklerden daha cok Koruyucu ve Kollayici oldugumuz icin,
          Zor günler icin bir kenarda Para biriktirebildigimiz icin,
          Evin Reisligini kocalarimiza caktirmadan yapabildigimiz icin,
          HiC YASLANMAYIP HEP GENC ve GÜZEL KALMAYI basarabildigimiz icin,
          Tüm bunlar ve daha fazla özelliklerimiz icin Sana yüzlerce-binlerce kez Sükürler olsun ALLAHIM........     

HAYATIMIN KADINI.....

$
0
0
 MÜRÜVVET YENGEM;
  Cocuklugumda ismini hep duydugum ama yüzünü hic görmedigim ve hep merak ettigim insandi Mürüvvet Yenge...Güngörmüs,yol yordam bilen,adap-usul bilen Hanimefendi,ileri görüslü ve aydin bir insandi.Yani herkesler öyle anlatirdi.Cok misafirperver oldugu,cok güzel ve degisik yemekler yaptigi,elinin cabuklugu hep anlatilirdi....Hal böyle olunca da es-dost,akraba Mürüvvet Yengelerden cikmazdi, tabii ki biz kücükleri ayak altinda olmayalim diye kimseler götürmezdi....
   Mürüvvet Yenge´nin gelinliginden o kadar memnun kalmislardi ki aile büyükleri,sonrasinda Onun akrabalarindan bes kiz daha gelin olarak gelmisti sülaleye....
Sonra ki yillarda bir sekilde karsilastik Onunla ve esi Rahmetli Mehmet Amcayla...O dönemlerde de oturup konusma gibi bir ortamimiz olmadi,daha dogrusu yine büyükler firsat vermediler...
   Evlenip buraya geldikten sonra,Mehmet Amca vefat etti.Tlf.da konustuk Mürüvvet Yengeyle....
Sonra ki gidislerimde Mürüvvet Yenge´yi her sorusumda dogru-dürüst bir haber kimse veremedi yada vermek istemediler.Bunu da anlamadim yine.......
   Cocuklari olmadigi icin,esi rahmetli olunca kocasinin yegenleri ile arasinda bir mal davasi oluyor.Yani cocuklari olmadigi icin,onca yil alin-teri ile aldiklarina el koymak istiyorlar.Eeee mal tatli olunca,kadinin onca yil herkese yaptigi iyiliklerde göze görünmez oluyor.Sülaleden biri cikip da
Haktan-dogrudan bahsetmedi tabii ki.Kadinin kapisini acan olmamisti Mehmet Amca´nin ölümünden sonra....
    Bundan 4 yil önce Memlekete gittigimde "Yaaa bu Kadin nerdedir,ne yapiyor,öldü mü-kaldi mi" sorularima önce cevap verilmedi.Bilinmeyen numaralardan adres,tlf.arastirmasi yapiyordum ki,her ne hikmetse kadincagazin tlf. ve adresi akillarina geldi birden bire..Ertesi gün döndügüm icinde kisa bir ugradim yanina.Cok sasirdi beni karsisinda görünce ve sonra da sitem etti,sonra beni dinledi, sonra
benim arayip-sorma gibi bir mecburiyetimin olmadigini,zamaninda evinden cikmayanlarin aramadiktan sonra beni suclamanin cok yersiz oldugunu söyledi....
Birkac saat görüstük ve ben Ogünden sonra Onu bir daha birakmadim.Sürekli ararim,sorarim.Onun mutlu oldugunu sesinin tonundan anlarim...
    Mürüvvet Yenge ve idealist Köy ögretmeni Mehmet Amca´nin Asklarinin nasil filizlendigini ve sonra ki dönemlerde Kocasinin Ona ne kadar düskün oldugunu,Onun ölümüyle de nasil yalniz kaldigini,Onu ne kadar cok özledigini,kocasi ve oglunun kendisini beklediklerini,bu yüzden de dünyadan artik gitmek istedigini hepsini bana bu gidisimde anlatti...Tlf.da da konusurduk zaten.....
Mehmet Amca´nin Köy Ögretmeni olarak baslayan is hayati,sonrasinda Müfettislik,Milli Egitim Müdürlügü olarak devam etmisti.Bir bürokrat hanimi olarak zamaninda katildigi davetleri,gezileri,verdigi ziyafetleri ve kalabalik yasantiyi ic gecirerek anlatti,O anlatti ben dinledim...
   (Resimin sol üst kösesinde ki Bayan Mürüvvet yenge önünde ki Bey ise Mehmet Amca)
    Cocuklugumda dinledigim ve hep merak ettigim Hayatimin Kadini Mürüvvet Yenge´nin evinde 2 gece kaldim,sofrasinda ki ekmegi cayi bölüstük...Buna da cok icerlendi...Genc yillarinda ki gibi güzel seyler yapamadigini,beni güzel agirlayamadigi icin (Tabii kendisi o düsüncedeydi),zamanin da onca kisiye evini actigi halde,kimlerin kimlerin devlet kapisinda olan islerini hallettikleri halde, onlarin kendisini arayip-sormamalarina ragmen bana hicbir iyiliginin,hicbir yardiminin dokunmadigi halde, Onu yalnizca benim arayip sormam hüzünlendirmisti.....
Hayat cok ama cok tuhaf,yasayarak zamani anlamak ve insana nelerin kismet olacagini görmek cok enteresan birsey.....Mürüvvet Yenge ve Mehmet Amca´nin sassaalI yasantisinin icine dahil olamadim belki ama,zamaninda onlarin yaninda olan kisilere Gönül kirginligi varken,benim Onu her aradigimda Hayir Duasini almam bambaska bir duygu...Bana ve cocuklarima ve Sabri´ye öylesine samimi ve icten ettigi dualari hicbirseye degismem ben.....
Mürüvvet Yenge ve kizkardesi Nezahat Teyze (Nezahat Teyze´de Mehmet Amca´nin yegeniyle evlenmisti ve ne yazik ki Vefa amca´da rahmetli olmustu) beni öyle bir simartilar ki;nasil anlatayim ki;resmen beni pamuklara sardilar...Yaaa bir de ikisi de yasli,icim sizladi.Sabah uyurken mis gibi kokulari aliyorum,kalkip yardim etmek istiyorum "Sen kalkma uyu,dinlen,yolcusun,üsütürsün" diyerek arkama yastiklar birakarak türküler söyleyerek kahvalti mi hazirliyorlardi.Hem de zevkle...
Islerimi halletmek icin disari cikiyorum,arkamdan "sakin disarda birsey yeme,hersey cok kirli,hastalanirsin,biz hazirlik yapiyoruz.Karanliga kalmadan islerini yap gel,ortalik cok tehlikeli,sen emanetsin" diyerek dualarla ugurluyorlardi,biraz gec kalmissam da pencereden beni bekliyordular...
   Sabahlari "Siz kahvalti hazirliyorsunuz ben de biraz evi temizliyeyim" diyorum "Olmazzzz" diyorlardi. "hadi bugün disari cikalim,birlikte alis-veris yapalim,biryerlerde oturalim" diyorum yine
"Olmazzzz  ne isimiz var disarda,  Ev de misler gibi oturmak varken" diyorlardi.....
Bir daha görüsebilir miyim Onlarla bilmiyorum,Kimbilir....Onlarda bunun farkindaydilar ki,o iki günü iki hafta gibi yasadik birlikte.....Rabbim ikisini de yasarken kimseye Muhtac etmesin,elden-ayaktan ve akildan ve imandan mahrum etmesin.....
simdi yiyip-ictigin senin olsun,gezip-gördügünü anlat derler yaaa;görgüsüzlük olmasin diye neler yedigimi yayinlamiyorum:)))) yalnizca sunu bilin ki,su yukarda resmini gördügünüz ev Pidesini Mürüvvet Yengem elcegizleriyle hazirlamis olup,böyle bir lezzetin degme Lüx Restorantlarda olmasi mümkün degil...ünlü seflerin yapabilmesi mümkün degil....Görüntü iyi cikmadigi halde böyleyse varin düsünün gercek halini ve tadini....hamurunu kendisi yogurdu,icine ispanak,iki cesit köy peyniri,ev yapimi kavurma ve yine ev yapimi sucuklardan birakti.müthis birseydi.....
Gelecegimi bildigi icin günler öncesinden ev yapimi yogurtlarin üzerinde ki kaymaklari benim  icin biriktirmisti...ineklerinin beslenme bicimi de, verdikleri süt,o sütten yapilan yogurt,peynir,tereyagi ve kaymaklar bambaska oluyormus gercekten de...Bu kadar dogalini yemeyeli uzun zaman oldugundan,gerceginin tadini unutmusum meger:)))
Tursunun suyunun rengi zaten herseyi ortaya koymuyor mu?????
Kurutulmus yabani Semiz otuyla yapilan Boraniye ne demeli pekiiii....Yillardir böyle seyler yememistim....
büyük bir sabirla yapilmis anali-kizli icli köfteler ise ayri bir lezzetteydiler....
Dolmalari-sarmalari ve köy tavuklarini,kendi yapimlari olan bulgurla yapilan reyhanli pilavlari hic anlatmiyor bile........mesele yeme-icme degil tabii ki,o sofrayi sohbetle,neseyle paylasabilmek...
GÜZEL HATIRA KUMBARAMDA bir ANIMI daha biriktirdim..
Güzel bir hafta gecirmeniz dilegiyle sevgiyle ve dostca kalin.......

 

SECiME HAZIRIZ KAHVALTISI:))))))

$
0
0
   Yarin büyük gün bazilari icin;
Aylardir süren bagiris-cagiris,santajlar,kasetler,komplolar,yasaklamalar,kolonlamalar en nihayetinde son bulacak,yani UMUT ediyorum:)))
Simdi biz disardakiler TR.de olan-biteni film izler gibi izliyoruz.Hersey var bu secimlerde....
Bir de "Muhtesem Yüzyil tarihimizi yanlis yorumluyor" diye elestiriyorlar yaaa,tarihimizin bir kesimine sahitlik ediyoruz bizler ve artik herkeslerin herseyi kayit ettigi Pc.,Blog,Facebook,Twitter gibi arsivleri var:)))  Tabii herkesler kendi bakis acisiyla yorumlayip duruyor...
     Simdi Efendim,ben bu secimlerde encok kaset olaylarina bittim...Yani acaba "sey" kasetlerimiydi hepsinin de korktuklari:))))  Ya bu insanlar yeri geldi mi "Memleket meseleleri yüzünden zaman bulamiyoruz uyumaya" diyorlar.Niye uykusuz kaldiklari ortaya cikmak üzereydi ki YASAKladilar:))) Daha önceki bir yazimda Sosyal Medyayi yanlis kullaniyorlar diye TR.de yasaklanmali demistim,dilek kapilari acikmiymis o an,bileydim baska bir dilek tutardim.Ya da benim blogumu okumuslar ki,yazdiklarima hak vermisler:)))
      Kasetleri daha önceden cikan eski parti baskanlari ve milletvekilleri ise bu yasaklanma olaylarina tepkili.  "Madem ki Sosyal Medya yasaklanabiliyordu niye zamaninda bizim icinde yasaklanmadi" diyorlar yaaa, yandaslari da destekliyor.Niye zamaninda yasaklanmadi diye....
Kaseti cikacak olanlarin da verdikleri tepki ortada....
Hicbir Allah´in Kulu cikip da demiyor ki;
      "Sizler Vatana-Millete hizmet icin secildiniz.Madem ki uckurunuza düskündünüz, bu islerle ugrasaydiniz da Memlekete hizmet edecek nice insanlar varken Onlarin önünü kesmeseydiniz"....
       Simdi efendim,kimse mükemmel degildir,herkesin hatalari,kusurlari,yanlislari,zaaflari vardir.Hickimse Cok dürüst,cok Namuslu degildir...Hepimiz yeri geldi mi Ikiyüzlü olabiliyoruz...
Amaaaa,yapilan yanlisa DOGRU demek,iste asil AHLAKSIZLIK budur bence...
Kimin nerede ne yaptigi,kimle yatip-kalktigi ne beni ne de bir baskasini ilgilendirmiyor.Politika kirlidir,hele de secim zamanlarinda herkes birbirinin acigini bulmaya calistigi bir ülkede Siyaset yapiliyorsa,kasetleri olan bu kisilerin Rahat tavirlari valla sasirtici bir durum.Yani kasete cekilebilme gibi bír durumlarinin oldugunu biliyorlar,demek ki umurlarinda degil,Ne Halk,ne hizmet ne de baska birsey....Nasil olsa Koyun cok...
         Yarini bizde büyük bir heyecanla bekliyoruz.Ceresimizi,meyvemizi bolca tedarik ettik.Keki-pogacayi yarin sabahtan yapacagim.Sonuclar aciklanmaya baslayinca biz cayimizla beraber TV.karsisinda olacagiz:))
         Ayrica bu gece Yaz Saati uygulamasina geciliyor.Ama TR.de secim dolayisiyle uygulamaya birgün sonra gecileceginden yarin bizler ve sizler ayni zamani yasamis olacagiz.Saat farki olmayacak aramizda.Bundan iki yil önce yine böyle bir durum olmustu,o zamanda Ünv.sinavi vardi.
        Bu güzel Kahvalti sofrasi Bebek Görmesi icin hazirlandi.....Minik Bebisimize saglikli ve uzun bir hayati anali-babali gecirmesini diliyorum....
         sofrada benim Favorim Cevizli-bulgurlu icli Göme böregi idi.Yapanlarin ellerine saglik.....
         Yarin,bazilarinin hayatlarinin degistigi gün olacak.Iyi ya da kötü...bunu zaman gösterecek.Hilesiz-hurdasiz,yalansiz-dolansiz gercek bir secim olmasini diliyorum herkes icin.
iyi Pazarlar hepinize,SEVGiYLE ve DOSTCA KALIN......

KURABiYEee......

$
0
0
 Oglum, 1.sinifa yeni basladigi  henüzYedi yasina girdigi günlerde birgün geldi ve bana dedi ki ;
      "Biliyor musun Anne, ANNiKA bana AsIK"
      "???? O mu söyledi oglum" dedim
      "Ben biliyorum,tenefüslerde ben arkadaslarimla oynarken Annika bana el salliyor,ders yaparken de bana hep gülüyor" :)))
      "Olabilir Oglum,Arkadasindir"
      "Nein,ben biliyorum Annika bana Asik,yarin gidip soracam"
Bizimkisi ertesi gün gidip soruyor tabii,
      "ANNiKA,ben biliyorum sen bana Asiksin,cünkü teneffüslerde bana el salliyorsun ve derslerde bana bakip gülüyorsun":)))
  Annika´da diyor ki "Ne var ki bunda sen benim arkadasimsin"
  Eeeee Genlerimizde var,Avrupa topraklarinda bile dogsak genlerimiz bizim baska:)))
"O KIZ yada O Erkek bana baktiysa benden hoslaniyor,ASIK" damgasini böyle vurabiliyoruz hemen:)) Ama Avrupali öyle mi,Kizlarla yada erkeklerle de normal bir arkadasligin olabilir:)))
Neyse aradan uzunnnncaaaaa bir zaman gecti,simdi 5.sinifa gidiyorlar.Burda ilkokul AnaSinifi ile beraber 4.sinifa kadar,sonra okul degisikligi oluyor.Baska bir okuldalar ama,yine ANNika ve Oglum ayni siniftalar...
 Gecenlerde oglum geldi ve bana dedi ki
       " Anne,biliyorum ben, gercekten de ANNiKA bana ASIK"
Haydaaaaa;
       "Oglum,halen ayni konu mu,bu sefer ne oldu" dedim...
      "Annika,diger erkeklerle hic konusmuyor yada onlara cok kaba davraniyor,ama bana karsi cok kibar.Benimle hep konusmak istiyor.Ben biliyorum Annika bana Asik,ama bu sefer gidip sormayacagim"
Artik büyüdüler yaa,utanmaya basladi bizimkisi...:))))))
      Annika, AnaSinifindan beri tiyatroyla ilgileniyor,profesyonel anlamda oyunlarda basrol oynuyor.Simdi ki okullarinda da tiyatroyla ilgileniyor ve Benim Yakisiklimda okulun Tiyatro bölümünü secti,Tiyatro dersi 1, yani en iyi notla yakisiklim devam ediyor...
     Annika´nin oynadigi bütün oyunlara gidiyoruz,hicbirini kacirmiyoruz artik.Yukarda ki fotoda Annika´nin basrolünü oynadigi DENiZKIZI müzikaline gitmistik,oglum imza aliyor kendisinden..
Gittigimiz oyunlarin biletlerini,brosürlerini ve oglumun almis oldugu imzalari bir dosyanin icinde biriktiriyorum (Zaten ben ani biriktirmeyi cok severim)..Bu isler nasip-kismet isidir...Kimbilir,belki de bu yaslardan itibaren kaderleri birlikte yazilmistir..Hayirlisi diyelim...Iste bizim genlerimizde var,hemen kaynana moduna girdim,ogluma kIZ begenmeye basladim bile:)))
Zamani gelmisse alirim 60 gr.lik Diyarbakir Hasir bilezigimi ve en agirindan en güzelinden Telkari Gümüs Kemerimizi götürür gelinime takarim:)))) Benim geleneklerimde Tek tas falan yoktur.Usulümüz neyse onu yaparim:))
    
            Cocuklarin encok sevdigi tatlilarin basinda gelir Kurabiye...IlIk sütün yaninda Kurabiye, yada cayin yanin da.....Evlatlarimizda bizlerin Kurabiyeleri degil mi??? Agizda dagilan,Öpmeye ve yemeye doyamadigimiz Kurabiyelerden degilmidir Yavrularimiz:))))
  
          HiNDiSTAN CEViZLi KURABiYE;
250 gr.oda sicakliginda bekletilmis Margarin
1 su bardagi pudra sekeri
1 su bardagi hindistan cevizi
1 tane yumurta
1 tatli kasigi kabartma tozu
 ve aldigi kadar un
   Bütün malzemeler karistirilarak ele yapismayan bir hamur yogurulur.Hamur tek parca olarak tezgahin üzerinde acilir ve caybardagi yardimiyla sekil cikartilir....yagli kagit serili firin tepsisine dizilir ve 180 derecede alt-üst pembelesinceye kadar pisirilir.Cok cabuk pisiyorlar.....
         KAKAOLU CEViZLi KURABiYE;
250 gr.oda isisinda bekletilmis margarin
1 su bardagi pudra sekeri
1 su bardagi irice cekilmis ceviz ve 1 tatli kasigi tarcinla karistirilmis
1 tane yumurta
1 tatli kasigi kabartma tozu ve aldigi kadar un
Ceviz tarcin karisimin disinda ki bütün malzemeler iyice yogurulur.Hamurdan ceviz büyüklügünde parcalar alinir.Elde yuvarlanir ve ortasina cevizli harcdan birakilarak tekrar yuvarlanir..
yagli kagit serili firin tepsisine yapilan kurabiyeler dizilir ve 180 derecede alt-üst pisirilir...Firindan cikartildiktan sonra,iliyinca üzerine kakao ve pudra sekeri serpistirilir.......
     Hepiniz SEVGiYLE ve DOSTCA KALIN......
Sevgili ANNiKA´nin DENiZKIZI kostümlü hali......Yüzün hep gülsün Yavrum.....

MiMLER,OYUNLAR......

$
0
0
Sevgili Deep daha önceleri beni mimlemisti.Ama yazmaya firsatim olmamisti.Sonra bazi arkadaslarin verdikleri cevaplari görünce benim de cok hosuma gitti ve oyuna katilayim dedim...
Ilk soru;
Ilk cocukluk Aniniz nedir?Hangi yasa kadar inebiliyorsunuz?
ilkokula kaydim yapilirken ilk kez o zaman bir Fotografciya gitmistim.Fotografcinin Kafasini o siyah örtünün icine sokmasi,sonra kipirdamamami söylemesi,gözlerimin yasarmasi,fotografcinin tekrar gelip kafami düzeltmesi elini kaldirmasi ve tamda eline bakmasini istemesi vs.vs...Ayni gün birde saglik Ocagina beni götürmüstüler.Verem asisi yapmislardi bana,sag omuzumu iki igneyle cizmislerdi......Sonra Okula basladigim ilk zamanlar,cok kücüktüm yaaa,okul cantami bile cok zor tasidigimi hatirliyorum:))Okuma-yazmayi ne zaman, nasil ögrendigimi hic hatirlamiyorum ama:))
Neden Blog Adin?
Blog Adim THESUUUR....Bunun iki anlami var,ilki Diyarbakir Surlarindan dolayi,ikincisi ise
Kiyamet Günü Melek israfil´in SUR´a üflemesi ile kiyametin kopacaginin haber verilmesi ve ikinci kez SUR´a üflemesiyle de tekrar dirilmenin olacagini haber verilmesi....Blog adimda Mistik bir havanin olmasini istedim:)));ayrica NAR yine cennet meyvelerindendir ve bereketi simgeler....
NarTanelerini blog basligim olarak kullaniyorim,ama blogumun asil adi THESUUUR´dur....
Hayat Felsefenizin Tanimi?
     Uzun ince bir yoldayim....Hepimizin gidecegi yer belli,önemli olan giderken yanimizda neler götürecegimiz...Birde bu aralar cok hosuma giden bir söz var GABRiEL GARCiA MARQUEZ`ìn
"Benden Nefret edenlerden Nefret edecek Kadar vaktim yok,cünkü Ben bana deger verenleri Sevmekle Mesgulüm"....
      Zaman benim icin cok ama cok degerli ve ben Zamanin bu kadar degerli oldugunu cok gec ögrendim,bu yüzden de her saniyesini dolu dolu,kendimle gecirmeyi seviyorum.Bana gercekten deger veren ve degerli oldugumu bana hissettiren ve ikiyüzlü olmayan,yalan söylemeyen  insanlarda cok az oldugu icin onlari simartabildigim kadar simartiyorum:)))
                                       Kendimle ilgili 3´ü dogru 4 sey nedir
                                      1-hayatta en cok Cocuklarimi severim.....
                                      2-Sonra kiraz yemeyi cok severim....
                                      3-Korku Filmi izlemeyi cok severim.....
                                      4-Her gece UFO görmek icin gökyüzüne bakarim:)))
                                      icinde BLOG Arkadaslarinizin ismi gecen Sifreli bir öykü yaziniz
    Telefonda Ferkay´la Havadan Sudan konusurken, konu biranda  cok Derinnn  Mevzularaa geldi.Dost Bahcesinde lezzetle yapilan sohbetler ne de güzeldir.Mavi Misralardan siirleri sohbete eklemek ise ayri bir Maarifettir.........
                                     Blogcular Blog yazilarini nasil yaziyorlar,nasil bir Sürec yasiyorlar
     Blogu ilk actigim zamanlarda pc.basindan hic kalkmiyordum,sürekli yorum yaziyordum ve yorum gelmis mi diye heyecanla bekliyordum.iki güne bir yeni bir tarif ekliyordum.7 yildan sonra bu durum degisti tabii ki;ne zaman yazacagim belli olmadigi icin Pc.basina gectikten sonra  elimde ki resimlere göre icimden ne geliyorsa onu yaziyorum.Son yillarda cok farkli konularda yazmaya da basladim,baktim ki yazmak bana iyi geliyor yayinlamadigim bircok konuda Taslak halinde bekliyor:))))
                                    Sorulara dinlediginiz Sarkilara göre cevap vermek
      -Birisi "iyi misin" diye sorarsa ne cevap verirsin
                Hadi Sen Git Isinede herkes kendi isine.....
      -Kendini Nasil tanimlarsin....
                Biz Daglarda Keklik idik simdi buralarda Karga olduk....
      -Bir Erkek de/ Kadin da hoslandigin sey nedir
                 Zeytin Karasi Gözlerini yoluma yatirma dayanamam....
      -Bugün Nasil hissediyorsun
                 Basim Belada.....
      -Yasam Amacin Nedir
                 Kisa Cöp Hakkini alacak elbette....
      -Motton Nedir
                 Baskaldiriyorum
      -Arkadaslarin senin hakkinda ne düsünüyor
                 Aglama Bebegim aglama sen de,umut sen de hasret sende....
     -Ailen senin hakkinda ne düsünüyor
                 Karar vermek Zor.....
      -En cok Düsündügün sey Nedir
                  Üsür Ölüm Ölüm bile......
      - 2+2=?
                  Elde Var DiYARBAKIR            
       -En iyi arkadasin Hakkinda ne düsünüyorsun
                  Bir Acaip Adam.....
       -Hayat Hikayen Nedir
                 Hep sonradan gelir aklim basima hep sonradan sonradan......
       -Büyüyünce Ne olmak istiyorsun
                 Bir Minik Kiz Cocugu
       -Hoslandigin Insani düsününce ne düsünüyorsun
                 Yine Senin Derdindeyim....
       -Dügününde hangi sarkiyla dans edeceksin
                 Saza Niye gelmedin,söze niye gelmedin...Gündüz belli isin var gece niye gelmedin...
       -Cenazende Ne calacak
                 Gururla bakiyorum Dünyaya
      - Hobin,ilgi alanin nedir
                Denizin ardi Özgürlük
       -En Büyük korkun nedir
               O cocuksu korkulari yazamadim yazamadim....
       -En Büyük sirrin nedir
              Yüregim Kaniyor,Olmasaydi sonumuz böyle
       -Su anda ne istiyorsun
              Hadi bize gidelim Yar,serefine icelim Yar,icelim icelim ölümüne icelim yar....
       -Arkadaslarin Hakkinda ne düsünüyorsun
              Kalan kalir,giden gider.....
                    sürekli dinledigim bir müzik listem yok.En cok Ahmet Kaya´yi dinledigim icin de onun sarkilariyla sorulari cevapladim.....

3 AYLAR ve REGAiP KANDiLi ve 1 MAYIS ve KÜNEFE......

$
0
0

    Üc aylar geldi...Tv.kanallarinda yine üc aylara,Ramazan ayina ve Orucuna dair sohbetler edilmeye baslandi.Son yillarda TR.Tv.lerinde dini programlarda bir baska yapilmaya baslandi.Insanlar canli Tv.programlarina katilarak sorular soruyor ve hocalardan ille de Fetva istiyorlar.Hatta bazi sorular öylesine Absürt ki,ben hoca olsaydim asla cevap vermezdim ya da benimle dalga gecildigini sanirdim.Ya da insanlarimiz gercekten de cok ama cok cahil ve din cok yanlis ögretilmis...Minareyi Calan Kilifini hazirlar misali,insanlar yaptiklari yanlislara,belki bir KILIF uydururum diye  cevap ariyorlar.
     Gerci böyle sorulari duydugumda,Müslümanlarin ISLAM DiNiNi neler icin,hangi sorular icin kullandiklarini gördükce icim de CIZ ediyor....Böyle seyler olabilir mi diye düsünsem de,bugün SURiYE SAVASIN daki sözüm ona MÜCAHiTLERiN cinsel istekleri icin Avrupadan giden genc kizlari gördükce (Alman Basini  cok yer veriyor bu konuya),imam Nikahini neler icin kullandiklarini gördükce PEYGAMBER EFENDiMiZ ve KURAN ve iSLAM icin agliyorum....Basindan takip ettigim kadariyla,baska ülkelerin Din Hocalarinin verdigi Fetvalari duydukca da DONUP KALIYORUM....ACI hem de cok ACI....
      Burda,benim izleyebildigim 4 TR.kanali var, ki onlar bile bana cok geliyor...Bu kanallarin dini programlarini izlerken sorulan ve kendi kulaklarimla bizzat duydugum aklimda kalan ilginc sorulari sizlerle paylasiyorum ama,benim verdigim cevaplarla ve yorumlarla:)))))
   -Hocam;Kuran´i Kerim`i Tv.den ya da internetten takip ederek hatim edebiliyorsak, Mezarlik ziyaretlerinde Cep Tlf.dan Kuran dinletebilirmiyiz Ölülerimize....
    Tabii Teknoloji hayatimiza öyle bir girdi ki,bundan ölülerimizde geri kalmamali.Cep tlf.dan
Yasin-i Serifi indir,kimin mezarini ziyaret ediyorsan, mezarin üzerine birak.Tek tek ziyaret ettigin bütün meftalar sirasiyla dinlesinler.Eger Aile mezarligi ise isin daha kolay, cep tlf. ses seviyesini en yüksek konuma getir, hepsi toplu halde bir defa da dinlesinler:)))
   -Hocam;kocam internetten Bayanlarla konusuyor ama,bunu art bir niyetle yapmadigini,basi acik bayanlara örtünmelerini,oruc tutmalarini,namaz kilmalarini söylüyerek sevap kazandigini söylüyor,böyle olur mu????
    Eslerini aldatan Erkeklerin uydurduklari yalanlara bayiliyorum  valla:))) Hic pes etmiyorlar,hep inkar hep inkar:)) Simdi böyle birseyi bir kadin söylese Kocasina, O koca inanir mi??? Sana alemde konustugum erkekleri hak yoluna davet ediyorum Kocacigim:))) dese mesela:))
Eeee tabiii,Internetin nimetlerinden herkesler yararlanmali.Duymuslar netten bayan arkadas edinildigini,bir kesim böyle yapiyor.Ama,kadinlarla konusmak sohbet etmekte diger kesim icin günah,hatta Allah korusun zina bile sayilir:)) Ama isin icine din,Allah,namaz,oruc girdi mi arada bir fingirdesmek günah sayilmaz:)))
     Almanya´da yasayan müslümanlarin arasinda ise söyle bir söylem var.Bir Erkek Hristiyan bir bayanla evlenirse ve de Onu müslüman ederse Cennet kapilari acilir.Erkek evli ise ve buna karisida izin veriyorsa O kadinda cenneti kazanmis olur....Sabri´yi evlendirsem cenneti garantilerim ozaman:)) islamin sartlarini dogru dürüst yerine getiremiyorum zaten,bir de vicdan-adalet,iyilik duygularini da her zaman kontrol etmek gerekiyor,zor is vallaaa.Evet Evet,En iyisi Sabri´yi evlendirmek,kisa ve net bir cözüm yolu:)))
   -Hocam;evliyim karimi seviyorum ama,baska bir kadini da seviyorum.O da evli,beraberligimiz icin imam nikahi kiyabilirmiyiz????
    Yuhhhh artik.....Gercekten arkadaslar böyle sorulari soranlar var.Kisaca adamin sormak istedigi diger kadinla birbirimizden hoslaniyoruz,birbirimizi arzuluyoruz,yatmak istiyoruz ama,Allah inancimiz da var,korkumuzda var,isin icine imam nikahi girerse o zaman zina yapmamis oluruz demek istiyor ve hocadan fetva istiyor.Düsünün Hoca "Evet" demis olsa,wayyy memleketin haline...
Kim kiminle ne yapmak istiyorsa yapsin da,buna niye dini alet ediyorlar,niye canli yayina katilip sorusunu soruyorlar.....
   -Hocam; kizim 20 yasinda psikolojik sorunlari var,amcasinin yanin gönderdik,amcasi simdi kizimizi vermiyor.Onun da psikolojik sorunlari var.Birbirlerine nikah düser mi????
    Bu soruyu soran kisinin dalga falan gectigini önce sandim,zaten dinleyen hoca da sasirdi.Ama,kadin öyle can havliyle soruyordu ki,öylesine caresiz bir durumdaydi ki,bunu anlatisindan cözüm arayisindan anladik....Varin düsünün iste insanlarimizin cehaletini...Hangi din böyle birseye izin verebilir yaaa,ilkel dinlerde bile böyle birsey olamaz yaa...
   -Hocam;Kocam 65 yasinda ama,internete genclik resimlerini koymus,20 yasinda ki genckizlarla sobhet ediyor.Kac defa yakaladim,simdi ben bu adami bosayabilir miyim,kapiya atabilir miyim??
    Bosayabilirsiniz güzel teyzecigim.40 dan sonra azani tenesir tahtasi temizler zaten:))65 yasinda ki adami 20lik kizlar ne yapacak.Ya cok cok zengin olmali,ya Hollywood film yildizi olmali yada nette genclik resimleri koyan biri olmali:)))  Saci-basi dökük,göbekli hallerini koymaya cesareti olmayan erkeklerin basvurduklari bir yöntem olsa gerek:))
   -Hocam;tuvalette yemek yemek günah mi????
   Hocanin verdigi cevap cok güzeldi "Yiyebilirsin,Kuran´da böyle birseyin Günah oldugunu söyleyen bir ayet yok.Yalniz dikkat et,Wc.den ciktiginda birileri agzinda birsey oldugunu ve cignedigini gördüklerinde baska bir sey yedigini düsünmesinlerde":)))) Aynen katiliyorum....Tuvaletin ne icin kullanildigini demek ki halen bilmeyen insanlar varmis.
   -Hocam;sevdigim kizin ailesi kizi bana vermiyor,Kizin ailesine Büyü-nuska yaptirsam günah mi?
    Genelde soruyu soran kisiler isimlerini vermiyorlar.Ama,bu genc adini-soyadini,nerede yasadigini ve sevdigi kizin ismini acik ve net bir sekilde verdi:)) Yani kizin ailesine bir gönderme yapiyor,kizi vermezseniz sizlere nuska yaptiracagim,hem Hoca da sevenleri ayirmanin büyük günah oldugunu söyledi haberiniz olsun....Mesaj alinmistir herhalde:)))
   -Hocam;evlenmeden önce kocamla evlenebilmek icin Ona büyü yaptirdim,bu günah midir?
    Anlasilan bu arkadasimiz pisman olmus,eeee bekarken hersey baska gözüküyordu evlenince hic ummadigin seylerle karsilasinca acaba evliligimiz gercekten de kader miydi yoksa yaptigim büyüden dolayi mi evlendim sorulari kafani kurcalamaya basladi degil mi:))) Yaaa bu kadar güclü büyü nuska yapan birileri var mi gercektende diye yaziyordum ki,aklima cokkk önceden kendi ailemden birileri icin yapilan evlilik büyüsü aklima birden geldi:))) Hatta büyüyü yaptirtirken,benim aklim ermez diye getir-götür isine beni kosturtmusturlar:)))) Ama,sonrasinda bosandilar...Wayyy beee neler geldi yine aklima.Bazilarinin sirlarini bildigim icin benden nefret etmeleri icin bir nedenim daha var:)))) 
   -Hocam;dedem internette Tavla-okey gibi oyunlar oynuyor,babaannem de buna kiziyor,günah diyor????
   Allahin verdigi ömrü herkes istedigi gibi kullanir.Ister kahve köselerinde okey oyna,ister netin basinda okey oyna,istersen netin basinda sanal alemlerde sahte isimlerle istedigini yap,istersen cay partilerinden hic cikma,ister camide-ev de saatlerce namaz kil,istersen yilin 360 günü oruc tut,ister fakir-fukaraya kendini ada,istersen calisarak insanlara hizmet ver,istersen sürekli okuyarak,yazarak,arastirarak ömrünü gecir.Hesap günü herkes Ömrünü nasil gecirdigiyle,Allah´in bizlere verdigi beyni,akli-fikri nerelerde kullandigimizla,  Allahin bize verdigi zamani nasil gecirdigimizden hesaba cekilecegiz.....Bu yüzden de kim ne yaparsa yapsin,bize ne....
   -Hocam; Dis fircalamak orucu bozar mi,oje yakmak günah mi,makyaj yapmak günah mi,parfüm sürmek günah mi,evlenmeden önce kiz arkadasimla öpüsüyoruz ama,sonrasinda evlenecegiz bu günah mi vs.vs....
     Seytan ayrintida gizlidir:))) Yurdum insani bunun farkinda olacak ki islamiyeti daha güzel yasamak icin ayrintilara bu denli dikkat ediyorlar:)))) Yalniz bu kadar ayrintiya dikkat ederken de Islam aleminin birbirine neden zulm ettiklerini,islam ülkelerinin neden fakir oldugunu ve hepsinde savasin oldugunu bir türlü kavrayamiyorlar...
     Üc Aylar ve REGAiP Kandilinin hayirlara vesile olmasini diliyorum...Evinizden huzur,sofranizdan bereket,saglik eksik olmasin her daimmm.....
     Regaip Kandili´nin oldugu gün ayni zamanda 1 Mayis....Ezilen,sömürülen ve sirtindan paralar kazanilan iscilerin Bayrami....Ezenler,sömürenler ve hak yiyenler düsünsün...KISa Cöp Hakkini alacak elbette...Bu Dünya da esitlik olmadigina göre, Zalim olmaktansa,Mazlum olmak her zaman daha iyidir.

                Simdi efendim,bunca yazilanin üzerine ancak güzel bir tatli tarifi gider,eeeeeee
Tatli yiyelim Tatli konusalim...Yasamak herkesler icin bol serbetli tatli olsun......
                 
                 KÜNEFE;
500 gr.taze kadayif
500 gr.tuzsuz peynir,ben mozarella peynir kullandim
100 gr.kadar tuzsuz tereyagi
3 su bardagi toz seker
3 su bardagi su,birkac damla limon suyu,ceviz ici....

    Önce seker ve su ve birkac damla limon suyu kaynatilarak serbet hazirlanir ve sogumaya birakilir...
 Kadayif elle iyice didiklenir ve tereyagi ile birlikte iyice ovulur.Firin tepsisi güzelce yaglanir ve kadayifin yarisi tepsiye serilir ve üzerine dilimlenmis tuzsuz peynir dizilir.Kalan kadayif peynirlerin üzerine serilir.Kadayifin üzerine birkac kücük parca tereyagi birakilir ve 200 derecede isitilmis firinda alt-üst kizarincaya kadar iyice pisirilir.Firindan cikartilinca üzerine soguk serbet dökülür ve ceviz ile süslenerek sicak sicak servis yapilir....



       Ceviz yerine,cekilmis antep fistigi yada yine cok ince cekilmis findik ici de kullanabilirsiniz...
                            
              Dilimlenmis hali ile servise hazir olan,Güneydogu mutfagina özgü bir lezzet.Hatay´a özgü bir lezzet olsada,Güneydogu mutfaginda kullanilan tam yagli tuzsuz koyun peyniriyle de yapilinca bambaska bir tad ortaya cikiyor....Orijinalin de atesin üzerinde yapilsa da,burda öyle bir imkan olmadigindan firinda pisirildi...

13 MAYIS 2014........

$
0
0


         13 Mayis 2014 den beri canim Türkiyemde neler olup bittigini hepimiz
gördük-görüyoruzda.Söylenecek birsey yok,hersey apacik ortada.Cogu olayi ve görüntüyü Alman medyasindan ve sosyal medyadan takip ettim....Hepimiz büyük bir aci ve keder icindeyiz....Ve böylesi bir aciyida ne TARiH ne de sahit olan bizler asla ve asla unutmayacagiz...
     Sözü uzatmadan sizlere cok bilindik bir hikayeyi tekrar hatirlatmak istiyorum;
     Hz.ÖMER´in adaletini ve nasil bir devlet adami oldugunu herkes bilir.Yatsi namazindan sonra Hz.ÖMER Mekke´nin Issiz sokaklarinda gezinir evlerin kapilarini dinler ve dertli olan insanlar varsa ögrenmeye calisirdi.Gecelerden yine bir gece sehrin disinda cadirlarda yasayan insanlarin oldugu yere gider.icerden aglayan cocuklarin sesini duyar,onlari gözetler.Yasli bir kadinin etegine sarilan ve
"ACIKTIK,yemek ne zaman yiyecegiz nine" diye aglayan cocuklar görür.Cocuklari avutmaya calisan kadin atesin üzerindeki tencereyi sürekli karistirmaktadir.Ama birtürlü yemek pismez ve cocuklar aglamaktan uyuya kalirlar.Buna dayanamayan HZ.ÖMER yasli kadinin yanina gider,cocuklara niye sofrayi kurmadigini sorunca,kadincagaz su cevabi verir;
    -"oglum,kocam ve ailemde ki erkekler savasta öldüler.Torunlarim hem anasiz hem babasi kaldilar.iki gündür actirlar ve evde bir lokma yiyecek yok.Tencerenin icinde ki tasi kaynatarak yemek pisecek diye oyalamaktayim..Rabbim,bizim halimizi sen gör,Halife Ömer´in gördügü yok"
   -" Peki Nine,neden Halife olan Ömer´in yanina gidip de yardim istemezsin,sen yardim istemezsen Halife Ömer ne bilsin "
   -" Madem ki Halife Ömer, biz derdimizi söylemeden  bilmeyecektiyse,derdimize derman olmayacaktiysa niye HALiFE oldu???".....
    Son günlerde yasananlari cok güzel özetleyen bir hikaye bence,birileri ders cikarsin.....
    Cumhuriyet tarihine baktigimizda,cumhuriyetin ilk kuruldugu zamandan beri Memleketimizde
hep isyanlar,baskaldirilar olmus.Sürgünler,idamlar.Genc insanlarin yok yere öldürülmesi,hapislerde iskencelerde cürütülmesi,faaili mechul cinayetler....insanlarin Daglara cikmasi.....
Devlet Yönetimi anlayisimiz degismedigi sürece yani "DEVLETE BASKALDIRANIN KAFASINI
KESECEKSiN"....iste bu anlayis degismedigi sürece dahaaa cookkkk aci olaylar yasiyacak Türkiye...
   Derdi olani dinleyeceksiniz,anlayacaksiniz.Birileri sesini cikartiyorsa eger,demek ki memnun olmadiklari birseyler var.DEvlet Büyüklügünü gösterecek,ama asarak-keserek degil...Bu ülkede ne zaman insanlar hak istemeye ciktiysa Eskiya,Anarjist,Komünist,Bölücü,Terörist,Capulcu damgasi vuruldu.Hadi onlardan vazgectim,peki SOMA´dakiler????
   Ben söyleyeyim,onlar MADEN iSCiSi,hicbir özelligi olmayan,toplumda hicbir statüsü olmayan yerin bilmem ne kadar derinliginde hergün ölümü göze alarak karin tokluguna calisan VASIFSIZ iNSANLAR...Hal böyle olunca,ailelerinin de,yasayanlarinin da,ölülerinin de hicbir HAKLARI olamaz,konusamazlar,dertlerini anlatamazlar,care aramalari-aglamalari bile  suctur.....
    Almanya´da,Madenlerde calisan insanlari halk ve devlet nasil görüyor biliyor musunuz;isin maddi boyutunu hic yazmayayim bile...Bir isci "BEN MADEN iSCisiyim" dedigi zaman,her hangi bir yerde, doktorda ya da devlet dairesinde ya da herhangi bir cafe de,O insana Kahramanmis gibi bakiyorlar.Cünkü onlarin yaptigi isi yapmak her babayigidin harci degildir.Minnetle bakiyorlar O isi yapan iNSANLARA....
    Ayrica,burda Maden isciligini mecburiyetten dolayi kimseler gidipte yapmiyor.Her ne kadar yeteri kadar güvenlik önlemleri alinmista olsa,sonucta tehlikeli bir is...Hem maddi acidan hem de ileri ki zamanlarda emeklilik sartlarinin diger mesleki gruplarindan cok cok daha iyi olmasi acisindan bircok insan bu isi bilerek,isteyerek ve de severek seciyorlar...
     Dedim yaaa,bu son olaylarda herkes kendince birseyler yorumladi,herkesler birseyleri gözden gecirdi.Benimde kendimce tespitlerim cokca....Yazarken iste,aklima gelenleri yaziyorum...
Kapitalizmin insanlari nasilda ele gecirdiginide gördüm.Daha önceleri tütün eken,pamuk eken insanlarin elinden bu haklari da alinmis.Herkeslerin eline Bankalar Kartlarini vermis,krediler verilmis,olmayan parayi harcama hakki verilmis ve sonrada ödemeleri icin baska bir kapitalist düzen icerisinde karin tokluguna calisma imkani verilmis....
     Toplanan yardimlara da bir anlam veremedim,ama söyle;
Bu olay bir dogal felaket degil.Yani deprem gibi,sel gibi bir felaket degil.Tek amaci tamamen KAR olan bir isletmenin,iscinin hakkini vermeden onlarin üzerinden KAR eden bir isletmenin,yine iscinin is güvenligi tedbirini almayan bir isletmenin hatasinin sonucu....Bu isletme sahiplerinin mallarini-mülklerini gördük.Neden onlara el konulmuyor????? Haksiz bir kazancin oldugu günbegün ortada...
Iscilerin 3 aylik maaslarini devlet ödeyecekmis,Sirketin maddi imkanlari tazminatlari ödemeye yetmeyebilirmis....Simdiden buneyin korumaciligi...Yine memurun,emekli-dul,yetimin maaslarina hatta ve hatta ögrencilerin kumbaralarina göz dikildigini görüyorum...Toplanan bu yardimlarla iscilerin maaslari ödenecek,tazminatlar ödenecek ve sirket sahipleri maddi acidan zarara ugratilmayacak.....Yardimlar nasil ve ne sekilde toplanip,yapilacak bilmiyorum.Herkim organize ediyorsa,lütfen birebir o ailelerin eline götürülüp verilsin...Yoksa körfez depreminde,Van depreminde olanlar gibi olmasin...
     Son birsey daha...Bazen deriz yaaa "BiR MUSiBET BiN NASiHATTEN iYiDiR" diye...Kötü de olsa,aci da olsa herseyde bir hayir vardir deriz yaaa....Önümüzde CUmhurbaskanligi secimleri var....Yasanan bu aci olaydan binlerce anlam cikartin lütfen...O ölen insanlarin ve arkada kalanlarin
AHI CIKSIN ve bu ACI Olay hayirlara vesile olsun...
     Ölen Sehitlerimize Allahtan gani gani Rahmet diliyorum,mekanlari cennet olsun.Geri de kalanlara,hepimize sabirlar diliyorum....

KATIKLI DOLMA

$
0
0
    Mübarek Ramazan Ayi icerisindeyiz. Gecen yildan beri Ramazan ayinda oruc tutmakta zorlaniyorum. Günler cok uzun oldugu icin ve imsak vakti erken girdigi icin yeteri derecede su icemiyorum herhalde. TR. saatiyle 23.00 da iftar saatimiz basliyor. Bugünlerde 3 dak.kadar kisalma oldu:)) O saatden sonra hem aclik,sussuzluk,yorgunluk ve uyku birbirine karisiyor.
    12 yasimdan beri oruc tutuyorum, ondan öncesi de ara ara merak ve heyecanla tuttugum oruclar olmustur. Sonra ki yillarda da tutmadigim zamanlar  olmustur, ama genelde Ramazan Ayi orucunu büyük bir zevkle tutuyorum. Gercekten de Orucluyken insan -yani ben öyleyim- bütün negatif düsüncelerden enerjiden arinmis oluyor.  Orucun anlami yalnizca günes batincaya kadar AC kalmak degil, RUHU ve NEFSi temizlemektirde. Ya da " bütün gün ac kaldim " iftarda ve sahurda gözü aclik yaparak herseyi yemek yemekte degildir ORUC TUTMAK. iftar icin ve sahur icin bu kadar hazirlik yapilmasina da bir anlam veremiyorum ben. Senelerdir,  yani kendi evimde yasadigim zamandan beri ve iftara misafirim olmadigi zamanlarin disinda kendim icin kalkipda özel birseyler hazirlamamisimdir. Yalnizca kahvalti yaptigim zamanlarda olmustur bol sebze ve meyve esliginde. Hele hele günler bu kadar uzun iken ve de sicak iken Pastirma-sucuk yiyenlerede bir anlam veremiyorum. Ben hayatta yiyemem, bu yüzden de bana tuhaf geliyor. Bir de bu son yillarda lüx oteller,mekanlar iftar programlari,menüler hazirliyarak Ramazan Ayi´ni baska bir sekile sokmaya da basladilar. Neyse herkesin inanci kendine ben kendimden sorumluyum. Kimseyi tenkit etmek icin yazmiyorum yada kücük görmüyorum bu sekilde yasayanlari da, böyle yasamadigim icin bana tuhaf geliyor o kadar.. RABBiM herkesin tuttugu orucu kabul eylesin....
     Tabii bugünlerde bir de Dünya Kupasi Maclari var. Icimiz disimiz futbol oldu:)) Futbol meraklisi baba-ogul´a eslik ediyorum cogu zaman. Anladigimdan ya da merak ettigimden degil, Ailecek birseyler yapma-paylasma ortami oldugu icin izliyorum. Yavru Kaplanimin öyle bir anlatisi varki, bütün takimlari isimleri, futbolculari nerelerde oynadiklarini,yaslarini herbirseyi biliyor. Bana her mac öncesi brifing veriyor, ben anliyormus gibi dinliyorum o kadar:))
      Ceyrek Finalde Almanya - Fransa maci vardi, Yavru Kaplanim " Fransa cok iyi oynuyor o kazanacak " dedi ben ise " Almanya kazanacak " dedim,iddaalastik. O kazanirsa hafta da iki gün Pc.de iki saat zaman gecirecekti, ben kazanirsam hafta da iki gün yumurta yiyecekti. Almanya kazandi. O günden beri yumurtasini yiyor ama, halen Almanya´nin sans eseri kazandigini savunuyor:))  Maclar yüzünden bu yil Wimbledon Tenis Turnuvasini da dogru düzgün izleyemedik...
       Neyse efendim, gelelim bugün ki tarifimize. Uzun zamandir yemek tarifi yayinlamamistim, blog arkadaslarimi ziyaret ettigim falan da yoktu, yarin okullarimiz da kapaniyor. En azindan kendime ve sizlere biraz daha zaman ayirabilecegim.
      Katikli Dolma Bitlis yöresine ait bir yemektir. Katik Yogurt anlamina geliyormus. Büyük Bal kabaklarinin ince ince dilimlenip haslandiktan sonra ic malzemesiyle sarma gibi sarilmasiyla hazirlanan bu yemek zaman icerisinde daha pratik bir hale getirilmis.. Zaten balkabagini da her zaman bulmak zor ve onu dilimleyip sarilacak sekle sokmakta zahmetli bir is. Bu yapim daha kolay...
     KATIKLI DOLMA;
     Dilediginiz kadar yaz kabagi
     Yagli Dana Kiymasi
     Kalin bulgur,gerci ince bulgurla yapanlarda var ama,ben kalin bulgurlu halini daha cok begendim
     Kuru reyhan,mutlaka olmali
     Karabiber,tuz
     Birkac tane kabuklari soyulmus ve cok ince dogranmis olgun domates
     Yogurt, arzuya göre sarimsakli yada sade
     Tereyagi,pul biber...
    
    Kabak uzunluguna göre ikiye-üce bölünerek icleri oyulur,
    Dana Kiymasi,bulgur,reyhan,karabiber ve tuz iyice yogurulur,
    Kabaklarin icine doldurulur,
    Tencereye dizilen kabaklarin üzerine rendelenmis yada cok kücük dogranmis domatesler arzuya göre bir yemek kasigi sulandirilmis domates salcasiyla beraber dolmalarin üzerine dökülür,suyu ayarlanir ve bir tabak üzerine kapatilarak pisirilir.
    Servis tabagina alindiginda  tekrar dilimleyebilirsiniz,üzerine sarimsakli yogurt ve kizdirilmis tereyagindaki pulbiber dökülür. Ramazan Ayinda sade yogurtlada servis yapabilirsiniz. Afiyetler olsun.
   

TAVUKLU PATATES SALATASI

$
0
0
    Ramazan Ayi bütün zorluklariyla devam ediyor. Aclik hissetmiyorum,ama gün uzun ve de sicak olunca susuzluktan halsiz düsüyorum. Icimde ki ALLAH sevgisi olmasa hayatta tutmam. Ne CENNET mükafati ne de CEHENNEM korkusu umurumda bile degil. Yalnizca ALLAH icin, eeeee
Kisi sevdiginin kulu olunca her türlü cefaya da katlanmali....
    Sicaklar, susuzluk, yorgunluk devam ederken insanin evden cikasi gelmiyor. Mutfak alis-verisinin disinda carsi - pazara cikmiyorum. Son birkac yildir iftar cok gec oldugu icin de ne iftara birilerini davet edebiliyorum ne de ben biryere gidebiliyorum.  Herkes de benim durumumda zaten.
     Bu yilda her yil oldugu gibi Müslüman ülkeler kan agliyor. Baslarina bombalar yagiyor, ya da birbirlerini bogazliyorlar. Bir kisim müslümanlar da hicbirsey umurunda olmadan  bu ayi zevkü - sefa icerisinde eglenerek, tatil yaparak ya da lüx yerlerde iftar programlarina katilarak geciriyorlar.
     Tv. kanallarinda yine dini programlar, iftar - sahur programlari  izleyici sorulariyla - sohbetleriyle devam ediyor. Yine bildik sorular, birbirine benzeyen sorular vs.
Yurdum insaninin derdi hep ayni; Gelin - Kaynana gecimsizligi, büyü - nuska günahi, Facebook da daha dogrusu internette sevgilisi olan evli erkeklerin Hanimlarinin sorulari vs...
Sonra birde Yemek Programlari var, iftara ne pisirelim, sahurda ne yersek bizi tok tutar ya da susatmaz. Her kanalda bir uzman konusuyor. Haftaya da Bayram Programlari hazirlanir:)) Bayram tatlisi ne yapalim, ramazan sonrasi ne yiyelim de hemen mide fesati gecirmeyelim sorulari falan filan.
    Bu arada Almanya WM de sampiyon oldu. Basindan beri yari finale kadar cikacak diyordum.
Baba - ogul beni dikkate almadilar. Gerci finali Brezilya ve Arjantin beraber oynasinlar istiyordum ama, olmadi. Finali de Arjantin alsin istiyordum, 2010 da ki Almanya - Arjantin ceyrek final elemelerinde MARADONA` nin ahi ciksin istiyordum. O macda cok üzülmüstüm. Baba - Ogul halen Almanya´nin sansli oldugunu savunup bu yil kupanin Hollanda ya gitmesi gerektigini savunuyorlar:))
Bir de oglumun "Anne, basindan beri sen nasil bildin bunu ? " sorusuna ise cevabim;
   " Anayim ben Anaaaaa, Analar herbirseyi bilir " :))
 
   Ramazan ayinda mutfaga girmek,benim icin büyük bir eziyet. Hani cocuklar olmasa hic yemek bile yapmayacagim, Salata ve Kahvaltiliklar bana yetiyor. Her ne kadar damak tadim iyi olmus olsa da bogazima cok düskün biri olmadigim icin gün boyu canim bunu cekiyor - sunu istiyor gibi bir derdim yok. Bütün bir tavugu hasliyorum, gögüs etini salata yapiminda kullaniyorum, but ve diger kisimlerini ve suyunu pilav yapiminda kullaniyorum...

TAVUKLU PATATES SALATASI;
Haslanmis tavuk eti,
Haslanmis Patates,
Salatalik tursusu,
Kirmizi kuru sogan, Maydanoz,
Kasar Peyniri Rendesi yada Permasan Peyniri,
Zeytinyagi, tuz,  karabiber, pulbiber, limon suyu

Tavuk ve Patatesler ve tursu kücük kücük dogranir,
Kuru sogan ve maydanozlar incecik kiyilir,
diger malzemelerle karistirilarak salata hazirlanmis olur.
  Cok doyurucu bir salata,tek basina yemek sayilir benim icin.Yaninda ki ketcap ve mayones olmayaydi iyiydi ama, patatese de her ikisi cok yakisiyor:)) Afiyetler olsun...
   Sevgiyle ve Dostca ve saglikla ve huzurla ve sefkatle ve ve ve ve akliniza gelen bütün güzelliklerle
günlerinizi gecirmenizi diliyorum sevgili okuyucularim
  

MISIR GEZiMiZ 1. BÖLÜM

$
0
0

   Efendim,bu yil yaz tatilimizi MISIR da gecirdik. Uzun zamandir gitmek istedigimiz biryerdi ama, son birkac yildir yasanan kargasadan dolayi hep erteliyorduk. MISIR Antik Tarihinden dolayi görmek istedigim bir kac ülkedendi, insallah gün gelir merak ettigim diger iki yeri de görebilirim....
    ( Bakiniz; http://thesuuur.blogspot.de/2013/09/tutanchamun-ve-hayal-olan-misir-gezimiz.html ) 
   Hamburg´dan Hurhada´ya ucagin bir saat Rotar yapmasindan dolayi, 5,5 saatlik bir zaman dilimi sonrasi ulastik. Önce Türkiye sonrada KIBRIS hava sahasindan gectik. Benim icin cok uzun ve yorucu birgündü...
Havalimaninda hangi turla gitmisseniz onlarin bürosuna gidip daha dogrusu veznesine gidip vize ücreti yatirdiktan sonra pasaport kontrol sirasina girdik. Cok kalabalikti ve düzenli bir sira yoktu. O arada adamin biri elinde " VIP 10 EURO " yazili bir tabela ile geziyordu. 10 euro verince sirada beklemeye gerek yokmus, ama nasil; Canim Türkiyem´de cokca kullanilan bir yöntem var ya, "SIRAYA KAYNAK YAPMA" ha iste o usulden yapiliyordu:))) tabii ki biz buna kanmadik....Ucakta yolculara verilen ve pasaport kimlik bilgilerimizin ve hangi otelde ne kadar kalacagimizi yazdigimiz belgeleri verdikten sonra esyalarimizi aldik ve bizi kalacagimiz otele birakacak olan araca bindik.... 
     STELLA´nin italyanca da DENiZYILDIZI anlamina geldigini orda ögrendigim otelimiz..... Otelin her tarafinda DENiZYILDIZI sembolleri vardi, " Tesadüfün bu kadari olur " dedim kendi kendime, "Sen kalk Hamburg´dan taaaa nerelere görkemli bir tarih görmeye gel, yine karsinda DENiZYILDIZI:))) "
     Otelin Bahcesinde Granitin üzerine metalden yapilmis olan DENiZYILDIZI....Nereye gidersem gideyim 
Yüregimde ki DENiZYILDIZI sevdasi da benimle beraber geliyor. Yüce Rabbim bunu unutmami istemiyor herhalde:))    Fotografta ki birparca kol ve el sahsima aittir:)))...
    Kaldigimiz otel cok genis bir arazi üzerinde iki katli villalar seklindeydi ve aile odalari iki oda ve iki banyolu oldugu icin cok rahat ettik... Kalabalik ve büyük bir otel olmasina ragmen temizlik ve hijyen tam not aldi benden...Ufak- tefek aksakliklarin olmasi da normaldi...Benim icin tek olumsuz yani, Denize giderken, yemege giderken yada odamiza giderken, vakit kaybimizin cok olmasiydi, otelin büyüklügünden dolayi...
     Villalarin arasinda degisik konseptlerde irili-ufakli havuzlar vardi....AQua Parkli, Yapay dalgali, Beach partilerinin yapildigi  havuzlar....Gerci ben Deniz´in tadini cikarmak istiyordum, ama bu tatilde sunun farkina vardik ki cocuklarimiz büyüyorlar ve eglence anlayislarida yaslarina göre degisiyor...Önce ki yillarda ben ve Sabri ne rahatmisiz. Cocuklar kücük olduklari icin sözümüzü dinliyorlardi ve gözümüzün önündeydiler..Bu sefer bizi cok yordular. Cocuklari böylesi bir yerde yabanci bir ülkede tek baslarina birakmamiz mümkün degildi.. Gelde anlat...insanin DENiZKIZI kadar güzel bir kizi ve avuc ici kadar giydigi bir bikinisi olunca,  kizimizi Üc koldan gözlem altina almistik:))) Önce ki zamanlarda alis-verislerini ben yapiyordum,son güne kadar kizim kendisine mayo almamisti.En son gün benim alis-veris yapacak halim yoktu artik ve arkadaslariyla aldigi sey bu kadar olabilirdi:))) Babasiyla arasinda gecen diyalog aynen söyle; hazirlanip yüzmeye gidecegimiz zaman;
     - Babacigim, bikinim nasil, yakismis mi ???
     - Güzel Kizima ne yakismaz ki...
      Arada baba-kizin gülüsmeleri, öpücükler....Kiz odasina gidince Babamizin bana söyledikleri;
     - El kadar cocuga aldigin seye bak, söyle baska birsey giysin
     - Her ne kadar gözümüzde el kadar cocuk olsada O bir Genckiz ve bikinisini kendisi aldi...
     - Kizim o bikiniyi degil su mayoyu giy, bu daha cok yakisiyor annecigim sana
     - Offf anne ne cok abarttin, Babam bana cok yakistigini söylüyor senin söyledigine bak....
     Eeeee  Babalar icin kizlari degerlidir, onlarin büyüdüklerini görmek - anlamak istemezler:))) 
     "Havuz Almanya´da da var cocuklar, klorlu sulara girmeyin, Deniz daha güzel " dediysemde laf anlatamadim. Belli saatlerde havuza girmelerine izin verdim, tabii ben de yanlarinda durdum. Onlari tek birakip gitmek olmazdi, ama ben cok perisan oldum. Hava cok sicakti ve havuz suyu benim icin yeteri kadar hijyen olmadigindan suya girmiyordum.. Neyse onlar eglensinlerde Annelere kolay kolay birsey olmaz...
Bir de otel de kedi yavrulari vardi.Bütün cocuklar kedi yavrularinin oldugu yere gidiyordu. Yakisiklim yanima gözleri dolu dolu geldi ve " Anne orda cok kötü bir cocuk var, kedilerin sahibi oldugunu ve onlara istedigi herseyi yapacagini hatta öldürecegini söylüyor,baba gidip o cocuga kizsin "
Gittim, cocuk kücük ama benim kadar. Kimbilir anasi-babasi bunun nasildir dedim simdi:)) ikimizinde gözü korktu:)) Meger oteli bu yil kiralayan alman ailenin ogluymus. Neyse annesi babasi cocuga kizdilar,kedileri rahat birakti...

     Otelin Lobi Duvarlarinda cok güzel tablolar vardi...Bu tablolara bakarken, binlerce yil önce yasamis olan bu insanlarin hala resimlere ilham kaynagi oldugunu düsündüm...
      Bu insanlar kimlerdi, gercekten de yasadilar mi??? Kadin Tanricalar gercekten de bu kadar güzeller miydi??? Kilo dertleri varmiydi, selülit problemleriyle nasil bas ettiler?? Ya da her daim genc ve güzel kalmak icin iksirler mi ictiler ????  Büyük davetler de, törenlerde ne giyindiler, epilasyon - agda gibi islemleri biliyorlarmiydilar yoksa daha kesin ve acisiz yöntemler mi biliyorlardi acaba ???
         Dünya Tarihi gecmisinde encok merak ettigim ve ilgilendigim hep MISIR tarihi olmustur...Uzun ve Görkemli bir zaman dilimi icinde yasayan bu insanlarin sirlari halen cözülemedi....
           Ne kadarda  güzel ve estetik degil mi ??? Resmi yapan Ressam, birinden esinlenerek mi  yapti acaba, yoksa tamamen kendi hayalgücüyle mi bu kadin tanricanin figürünü yapti??? ne cok soru geldi aklima bir bilseniz:)))
         " Yedigin ictigin senin olsun, gezip - gördügünü anlat " derler yaa; ben sizlere her ikisine de anlatacagim...
Otel de ve tarihi yerlere yaptigimiz gezilerde yedik ictiklerimden dolayi tamamen hayal kirikligina ugradim...Söyle, otel de cok fazla secenek vardi; Italyan, Hint, Cin ve Lübnan Mutfagi Ala Carte Restuarantlarinin birinde önceden yer ayirtiyordunuz yada Ana Restaurantta acik büfeden... Maaleseff MISIR mutfagina özgü birseyler yiyemedik... Ana Restaurantin acik mutfaginda ve acik büfesinde de yine bu mutfaklarin yemekleri vardi... Kremali tavuk ve sebze corbasi, Mercimek corbasi, Körili  tavuk-pilav,hergün makarna cesitleri, yada balik,tavuk,köfte izgarasi yapiliyordu. Hep bildik salata cesitleri...Patates kizartmasi..Önceki yil yaptigimiz TUNUS GEZiMiZ´de bu konuda daha sansliydik. Mutfak kültürleri genis degildi ama, degisik tadlarin tadina bakma imkanimiz olmustu....Bakiniz, http://thesuuur.blogspot.de/2012/07/tunus-djerba-tatilimiz.html
    Hosuma giden tek degisik yemek Tavuk sarmasiydi...Bütün bir tavugu kemiklerinden ayirmislardi, ki bu büyük bir maharettir, icini kiyma ve pirinc ve degisik baharatlarla yapilmis bir karisimla sarip pisirip kizartmislardi. Cok Lezzetliydi...
       Sefler dilimleyip veriyorlardi...Dilimlenmis Tavuk sarmasinin yaninda ise bulgurla yapilmis olan köfte vardi ama, benim bildigim bir lezzetdi. Gidip sordum,kiyma degil cekilmis cigermis.. Lübnan Mutfagina ait..Ama bizim oralarda CiGER TABLAMasi denir. Sef arapca adini söyledi tabii ki:))
       Cin Mutfagindan kesitler... Gözümüzün önünde yemeklerin yapilmasi güzeldi...
    Kirmizi sogan ve rende havuclar izgarada hizli hizli sotelendikten sonra pisirilmis tavuk parcalari ve renkli biberlerle ve soya sosuyla tadlandiriliyordu...
     Bu yemegi de lezzetli yapiyorlardi...
    Ana Resturanti secmemizin bir nedenide bütün mutfaklari ayni anda bulabilmemizdi. Mesela Cin mutfaginin soyasoslu tavugunun yanina italyan Mutfaginin Spagettisini alabiliyorduk :)))
     Tatli olayinda damak tadima uygun hicbirsey yoktu. Jöleli-meyveli,pudingli kekler,tatlilar vardi genelde..
GÜLLAC denilen bu tatlinin bizim güllacimizla hicbir ilgisi yoktu. Baklava olabilir mi dedim ama, o da degildi.
Sicak serbetle servis yapiliyormus, katkat yaprak yaprakti ama, yufkalar cok sertti...Tadina baktim yalnizca...
       Bu kurabiye güzeldi.. Tarif istedim ama, dil konusunda anlasamadik:))
    Agizda dagilan, kahve tadinda ve ceviz parcaciklari vardi,sanirsam irmik de kullanilmisti...
    Oglusumun on gün boyunca her sabah yedigi krepler...
    Cocuk kosa kosa krep sirasina giriyordu. Cok güzel yapiyorlarmis, baska hicbirseyin tadina bakmadan kahvalti da yedigi tek sey krep olunca, dönünce uzun bir süre benden krep falan istemez sandim ama,yanilmisim:)) Krep ve üzerine pudra sekeri...Seninle evlenecek kIz birtek bunu yapmasini bilse dünyanin en iyi ahcisi ve hanimi olur herhalde:)))                                                                                                      
Ve benim her sabah beyaz peynir ve domates ve salatalik esliginde yedigim Croissantlar...Misir da ki Croissantlar buraninkilerinden cok cok daha güzeldi ama, Tunus da yediklerimizin üzerine Croissant tanimiyorum. Orda tam anlamiyla Fransiz usulu yapiliyordu.....


Otel de tanistigimiz diger müsteriler ya da calisanlar bizim Türkiyeli oldugumuzu duyduklarinda sasiriyorlardi.  Hemen " neden Antalya´ da  degilsiniz de buradasiniz " diyorlardi. Ve ekliyorlardi " Türk Mutfagi cok güzel "
Gercekten de Türkiye Cografyasinin her kösesinde pisirilen lezzetler üzerine ben de hicbir mutfagi tanimiyorum. Buna ragmen Cin mutfaginin bu kadar revajta olmasina da bir anlam veremiyorum....

Tatil maceramiz devam ediyor, ne yani simdi taaaa MISIR´a gittikte otelden disari cikmadigimizi mi saniyorsunuz???? Beni okumaya devam edin sevgili okuyucularim..


MISIR GEZiMiZ 2. BÖLÜM; KIZILDENiZ

$
0
0
   Sabahin erken saatlerinde KIZILDENiZ´de günesin ilk IsIltilari....
   Deniz sevmeyen insan varmidir acaba, bilmem...Allah´in yarattigi nimetler ne güzeldir degil mi?  Tabii kiymet bilene ve anlayana....KIZILDENiZ gercekten de cok ama cok enteresan, gördügüm diger denizlerden farkliydi. Suyu cok tuzluydu, denizden ciktiktan sonra suyun üzerimizde kurumasiyla tuz taneleri elimize geliyordu. Deniz kenarindaydik ama, hava nemli degildi. Hem kuru ve kavurucu bir sicakligi vardi hem de esintisi cok güzeldi.
       Deniz o kadar temiz ve duruydu ki, suyun altini rahatlikla görebiliyorduk. Yanimizdan akvaryumlarda gördügümüz renkli renkli baliklar geciyordu. Suyun siglastigi ve derinlestigi yerlerde ise cok cok farkli baliklar görmek mümkündü....
ilk gittigimiz günlerde sabah saatlerinden itibaren su cekilmeye basliyordu. Gel -Git olaylarini ilk kez yasadim.
12 saat sonra su tekrar gelmeye basliyordu. Ilk gittigimiz günlerde MISIR ile saat farkimiz yoktu,
31 temmuz gecesi saatler bir saat ileri alindi ve yaz saati uygulamasina gecildi. O sabahtan sonra da tam tersi bir durum yasanmaya baslandi. Sabah sular yükseliyordu, aksam cekiliyordu. Suyun cekildigi ve suyun nasil geldigini hep gözlemledim. Cok ilgincdi...
    Yukarda ki fotograflarda suyun oldugu yerlerin sonra ki halleri....
ögleden sonra sahil iyice kurumus oluyordu ilk zamanlarda.....Ve Deniz´in altinda sakli olan nice güzellikler cirilciplak gün ortasina cikiyorlardi....
        Günün farkli saatlerinde farkli acilardan harika fotolar cektik.  Gün isiginda cekilen fotolar gercekten de cok cok güzel cikiyorlar. Sular cekilmeye baslayinca hersey daha bir netti...DENiZYILDIZI ve BEN....      
Bu kadar cok DENiZYILDIZI´ni birdaha görmem mümkün degil herhalde, heryer onlarla kapliydi. Sular cekildikce kücük deliklerin icine giriyorlardi,demek ki deliklerin icinde su kaliyordu. Fotoya dikkatlice bakarsaniz, deliklerden sarkan kollari görebilirsiniz..

Gördügüm ilginc taslari, deniz kabuklarini topladim ve evime getirdim. Bir kavanozda KIZILDENiZ´in kumundan getirdim. Simdi evimde aksesuar olarak kullaniyorum:)))

        DenizKestanesi....
     Tertemiz mercanlar, aralarina saklanan renkli baliklar.....
     Fosillesmis istiridye - midyeler.... Daire icine aldigim ise Kobra yilani... Sularin cekildigi bir zamanda yolunu sasirmis olacak ki, sular yükselince bogulup kalmis olacak...  

       KIZILDENiZ´de martiya hic rastlamadik. Her tarafta kargalar vardi. Sabri arap martilari diyordu:)) ama dikkatlice bakinca ve öttükleri zaman karga olduklari belliydi iste:)))  Sular cekildigi zamanlara acikta kalan canlilarla karinlarini doyurmaya geliyorlardi.....
                                               
        Otelin cok uzun bir iskelesi vardi, foto da görüldügü gibi suyun acik oldugu yerden suyun koyulastigi yere kadar rahatlikla yürüyebiliyorduk....
      Iskelenin önünde ki beyaz geminin tabani camdan yapiliydi ve denizin daha sig oldugu yerlere günlük turlar düzenleniyordu. Gidilen yerde cok ve büyük renkli baliklar görmek mümkündü. Dalis yapiliyordu. Gemi hareket halindeyken de cam yüzeyden baliklari seyretmek mümkündü. Ayrica Sina YarimAdasinin Tur Daginin yakininda gemiden inip ada da güneslenmek mümkündü... Tabiii biz gidemedik.. Nedeni ise cocuklarin korkmasi... Geminin cam yüzeyi kirilir diye korktular, deniz üzerinde 3 saat gezmekden ürperdiler. Önce gidelim dediler, yilan görükten sonra vazgectiler. Cocuklari otelde - havuzda tek baslarina birakip gitmemiz mümkün degildi....

      Sular cekildikten sonra iskelenin altina kadar yürüdüm... cok ama cok güzeldi.....
Geminin gittigi zamanlar........
 KUR`An da adi gecen KIZILDENiZ........ Hz. MUSA´nin gectigi ve ALLAH ile bulustugu TUR DAGI....
Denize  bakarken aklimda hep bunlar vardi....Hz. Musa´nin asasiyla yarip gectigi söylenen KIZILDENiZ´in icindeydim....Ve o anda aklima gelen ve eve geldikten sonra inceledigim ayetler....
Cevrilen Hoollywood filmlerinden olsa gerek yada Tevrat da gecen bicimiyle islam alimleri de hep Denizin yarildigindan bahsedip dururlar... halbuki Gel-Git olaylarinin yasandigi bir deniz.... 
Bakara , Suara ve Yunus Surelerinde gecen ayetlerde, "Biz Musa´ya ve Kavmine yol gösterdik, denizden gecmelerine yardim ettik. Musa asasini yere vurdugu zaman "
Herhalde, "ACIL SUSAM ACIL " diyerek Deniz  yarilmadi.  Yasanan doga olayinin matematiksel ve fiziksel hesaplamalarinin dogru yapilmasinin sonucu acilan  bir yoldan gecmis olmalilar ve o ani görünce de Musa Peygamber isaret olarak Asasini yere vurmustur, bunu gören israilogullari da hareket etmislerdir...
Tabii Kizildeniz´de acilan bu yolun her zaman mi yoksa belli zamanlarda mi, ne bileyim 40- 50 yilda bir mi,yüzyilda bir mi yasandigini ancak ALLAH bilir. Bilim adamlari bu hesaplamalari ve de tam olarak KizilDeniz´in hangi tarafinda oldugunu bilemiyorlar...Kutsal kitaplarda anlatilan bütün doga üstü olaylarinin mutlaka mantikli bir aciklamasi vardir, yalnizca somut kanitlar gerekli, bu kanitlar olmayinca da  TANRISAL bir gücle aciklama geregini görüyor insanlar....                             
   SIg sularda yüzmek icin denizin icinde bin metreye yakin yürüyorduk bizde....Cok muhtesemdi....
Sular cekilmeden önce Sörf ve rüzgar Sörfü yapmak mümkündü.... Oglum Sörf dersleri aldi....
ilk gün oglum denizde dalis gözlükleri ve hava hortumuyla suya dalis yapiyordu, yanima geldi ve 
"Anne önümden yilan gecti" dedi, " Yok oglum, degisik bir balik türüdür" dedim...
Cocuk sörf yaparkende babasi da yanindayken yilan görüyorlar. Hem de cok uzun. Zaten denize girmek istememelerinin nedeni YILAn olayiydi. Su yilanini biliyordum ama,Tuzlu suda yilan yasar mi sorusunun cevabini da ögrendim, evet Deniz Yilanlari da varmis ve cok da zehirli oluyorlarmis.  Otelin bahcesinde, caliliklarin arasinda falan bir cöl yilanina rastlarim diyordum ama, cocuklar denizde görmüsler:))
   
   iskeleden cektigim foto.....Günes batiyordu KIZILDENiz´in üzerinde ve Deniz isil isil göz aliciydi.....Ben ise
AHMET KAYA´nin Yakamoz adli sarkisini söylüyordum gözlerim kapali......
Ve kapanis.......Günes, Ben ve DENiZ.....
Ve tabii ki Fotografi ceken Sabri ve canimdan bir parca olan cocuklarimin kahkaha sesleri.....Hepimiz bir aradaydik yine:))))  

Gezimiz devam ediyor sevgili okuyucularim, daha neler neler görüp - ögrendik....

MISIR GEZiMiZ 3. BÖLÜM; NiL NEHRi ve LUKSOR

$
0
0
    Efendim, öncelikle sunu belirteyim ki  MISIR bir defalik gitmeyle tadina doyum olunacak biryer degil. Hem gezilip - görülecek yerler acisindan hem de o mistik havayi soluma acisindan...Yani en azindan benim icin öyle. Daha önce de yazdigim gibi görmek istedigim birkac yerden biriydi ve tadina doyamadim...Ben de bu kadar etki birakmasininda birkac nedeni var, bunlardan ilki ANTiK MISIR tarihinin KUR`an da gecmesi..."Andolsun RA` ya ve KA`ya " diye baslayan ayetler..... cok uzun ve detayli bir konu, gezip - gördügüm yerleri, efsaneleri, kutsal kitaplarda gecen yerleri birbiriyle bagdastirmaya calisiyorum ve notlar aliyorum....
    MISIR denince insanin aklina önce Piramitler geliyor ama,ben piramitlerden cok KRALLARIn yasadiklari mekanlari ve mezarliklari daha cok merak ediyordum.
    MISIR siyasi acidan karismadan önce buradan Kahire´ye 2 günlük ucuslar yapiliyordu, piramitleri ve Kahire Müzesi ve bazi yerler görüldükten sonra KizilDeniz´e tatil yerlerine gidilebiliniliyordu. Ama, simdi o ikigün baglantili turlari kaldirmislar. Dolayisiyle de önce tatil yerine gittik, ordan turlarla Kahire´ye gideriz diyorduk ama, yol cok uzundu. Otel de, giden diger tatilcilerle görüstük, havanin cok sicak olmasi, yollarin bozuk olmasi, 37-38 saatlik bir yolculuk, diger otellerle beraber 50 otobüslük bir konvoya askeri araclarin eslik etmesi, (cünkü gece yollar issiz oldugundan CÖL BEDEViLERi saldirabiliyormus ) yorucu bir yolculuktan bahsedilince cocuklarla böyle bir yolculuk yapmam mümkün degildi...Ama, PiRAMiTLERi ucak alcalmisken görebildik:))) Baska bir zaman diliminde Kahire ucuslu bir tatil programi denk gelirse ancak öyle gidebilirim...Ya da yaz tatilinde degilde baska bir mevsim de gidersek ancak otobüs yolculuguna öyle katlanabilirim.
        MISIR 91 milyon kayitli nufusa, 700 bin civarinda  nufusa kayitli olmayan CÖL Bedevilerine sahip,
yüzölcümü bir milyon küsür olan,ancak yüzölcümünün yalnizca  % 2 kullanilabilen bir Afrika Ülkesi...Önce Osmanli eyaleti,sonrasinda bati ülkelerinin sömürgesi olan , 1920´li yillarin basindan 1953´e kadar da KRAL FUAT tarafindan krallikla yönetilmis bir ülke. Sonra Askerler darbe yapmislar ve sözüm ona yönetim bicimi Cumhuriyet olmus. Halen askeri bir rejim uygulanmakta. Dünyanin en zengin ordusu MISIR´in mis. Silah ve techizat acisindan degil, bütün yeralti yer üstü zenginliklerin kullanilmasi, vergiler, bankalar hepsi askeryenin elinde. Su cok ama cok degerli, cesmelerden akan su icme suyu olarak kullanilmiyor. insaat sektörü hemen hemen yok, ev yok ve kiralar cok pahali,issizlik cok. Kahire´de mezarliklarda yasayan bir milyon evsiz insan var. Bu haberi CNN avrupa kanalindan da izlemistim...
       Otel de calisan isciler ayda 60 euro aliyorlarmis, bir ögretmen maasi 100 euro, doktor ise 250 euro kazaniyormus ayda. Doktorlar bile issiz, cünkü hastane yok. MEKKE´ ye gitmek cok ama cok pahali, kisi basi 5000 euro civarinda, belki daha fazla...
        MISIR ismi hz. ibrahim peygamberin torunlarindan birinin ismiymis, batili ülkelerinin kullandigi EGYPTEN ise " KARA TAS " anlamina geliyormus. Cünkü MISIR´in geneli resimlerde gördügünüz gibi siyah bir örtüyle kapli... Bunun da sebebi kayaliklarin kükürtden olmasi. Müthis bir yeralti zenginligine ve minarellere sahip ama, kullanmasini bilen bir devlet anlayisi yok....
            4 saatlik yolculugumuz boyunca tek bir agaca ve yesillige ota rastlamadik. Son 5 yildir cöllere yagmur yagmamis. Beser dakikalik yagmur serpistirmeleri olmus okadar.  Belli noktalarda askeri kontrollerin disinda hicbir yapiya rastlamadik...

        NiL NEHRi´ nin gectigi yerlerin disinda hicbir yer de tarim yapilmiyor zaten, yerlesim alanlari da buralar zaten...              
                             
Resmi tiklayinca daha büyük göreceksiniz, NiL´in kiyisinin disinda ki yerler yine kayalik ve kurak...

       NiL´ de yapacagimiz tekne turuna giderken, biz önce su büyük gemiyi sanmistik ama meger degilmis:))) Bu gemiler yatakli olup Nil Nehri´ni bir bastan bir basa gezdiren gemiler. Hani AGATHA CHRiSTiE´nin  "NiL de ÖLÜM " Romani  var ya, filme de alinan , ha iste böyle bir gemide yasaniyor olaylar....
        NiL de kokusuzca yüzen cocuklar...Etraf da öyle cok cocuk ve satici vardi ki, ilk baslarda acimis olsam da sonrasinda sinir oldum. Elimizde ki suyu bile aldilar, cocukturlar diye aciyip veriyorsun ama, sonrasinda basinizda ki sapkaya, gözlüge kadar istiyorlar. Aldiklarini da baska bir turiste satmaya calisiyorlardi....
Bize önce 45 dak.lik bir tekne turu olacagina söylediler. Tekneye bindik, kiyidan biraz uzaklastiktan sonra motoru kapattilar. Nehrin akintisiyla fazla yakit harcamadan bir tur yaptik:)) Turistleri nasil soyacaklarini bilmiyorlardi. Tapinaklarin kalintilari Nil den gözüküyordu.  Zaten sonrasinda sehir icinde yaptigimiz gezi de de gördük ki, her taraf tarihi kalintilarla dolu ve bir kismi cikarilmis, ya da cikartilanlar yerine yerlestirilmemisti...Tarihin icinde yürüyorduk yaaa...
Yooo yooo ben aklima iyice koydum, bir daha ki MISIR gezimde yatili gemilerle yolculuk yapacagim ve Nil´i bastan  basa gezecegim...
MISIR bana ne kadar ilginc geldiyse insanlari da bir o kadar ilgincdi. Öyle komik olaylara rastladim ki; kendilerinde öyle bir özgüven vardi ki, sanki oraya giden turistler kilometrelerci yolu onlari ziyarete gelmis gibi bir tavirla kendileriyle para karsiliginda fotograf cektirebilecegimizi söylüyorlardi:)) Tekneyi kullanan genc ogluma teknesini kullanirtdi:)) Tabii sonrasinda kücük bir bahsis aldi:)) Gencin elinde bir cep telefonu vardi, ingilizce müzik caliyordu, müzigi acip " Madam Dans Dans " deyisi vardi ki, Allahim Yarabbim, evet biz bayan turistlerin bir görevi de orda ki calisanlari eglendirmekti, onun icin gitmistik zaten:))) Dedim yaaa sonrasinda sinir olmaya basladik diye, rehberimizde söylemisti " kimseyle konusmayin "...
         LUKSOR´un giris kismi......
      Her yerde tarihi bir kalintiya rastlamak mümkün....Eski  ve yeni ici ice yasayip gidiyor iste
        Hristiyan vatandaslari da cogunlukta oldugu icin eski kiliseler oldugu gibi kullaniliyor...
LUKSOR´un sokaklarinda iyi dolastik, yemek yedik ama, yine bildik seyle pilav - tavuk izgara, patates kizartmasi, makarna:))))   

Yemek Sonrasi Eski LUKSOR´un oldugu yere ve tapinaklara ziyaretlerimiz baslamis oldu..Gezimiz halen devam ediyor:))) iyi ki az gezmisim, gidemedigim yerlere de gittigimi düsünsenize, sizlere bir yil boyunca yalnizca MISIR´i anlatir dururdum:)))

MISIR GEZiMiZ 4. BÖLÜM; TAPINAKLAR.....

$
0
0
 KARNAK TAPINAGI maketi, orijinal halinin böyle oldugu tahmin ediliyor ve halen kazi calismalari devam ediyor. Cok genis bir alan üzerine kurulmus ve dünyanin en büyük tapinagi...
    Tapinagin giris kismi; Karnak Tapinagi ´nin yapimi 2000 yil sürmüs, aslinda hic bitmemis bir tapinak. Her Firavun zamaninda yenilikler eklenmis ve genisletilmis
         Tanri AMON icin yapilmis bir tapinak yada diger adiyla Günes Tanrisi RA....Hz. Yusuf zamaninda ise tek tanrili din olarak ATON dini icin kullanilmis bir tapinak...
       Cok kalabalikti, ayrica her sutunun arkasindan bir Misirli cikip " Wher are you From " diyordu:)) ve yine
para karsiliginda fotograflarinida cekebilirmisiz:)))
          ilginc bir mimari ve teknik kullanilmis. Tipki Piramitlerde oldugu gibi; bu sutunlar kaya falan degil, camurla yapilmis ve her gelen Kral ( Firavun )  kendi zamanini anlatmis, eski Misirda kullanilan yazi bicimi
Hiyeroglofi ve bütün sutunlarda kazima teknigi kullanilmis....
            Kralin Tanri RA ile görüsmesi, genelde de AMON Tanrisi anlatiliyor....
        Bütün krallarin heykelleri vardi, en uzun Kralligi  II. Ramses yaptigi icin Tapinakta onun izleri daha fazlaydi. Misir Krallarininda HAREmi varmis:)) Onlarda da  Esas kadin yani VALiDESULTAN varmis:)) Anneleri farkli  olan  kiz ve erkek kardesler evlendiriliyormus ve onlardan olan ilk Erkek cocuk tahta getiriliyormus...Bunun sebebi Firavun ailesinin kaninin kutsal sayilmasi, Tanriya yakin olmalari...Bu kutsallik bozulmasin diye de kardesler evlendiriliyormus. Kralin asil karisida bu ( Kizkardesi ) oluyormus.
         II.Ramses, tarihte yapilan ilk yazili anlasmasinin yani Kades kardeslik anlasmasinin taraflarindan biri, digeri Hitit Krali Hattusili..II. Ramses´in 100 üzerinde cocugu varmis, eeee niye olmasin ki:)) Adam hizini alamamis ki Kizlariyla da evlenmis. Güya bunu Tanri RA istemis:))) rehber bunlari anlatirken günümüzde ki bazi din adamlarinin vermis oldugu fetvalar aklima geldi...Tanri böyle birseyi niye istesin ki; tabii hemen olasiliklari düsünmeye basladim;
        a- Herseyin bol ve bereketli oldugu bir ülkenin krali olunca ve üstüne üstlük Tanrinin konusmak icin Onu sectigini düsünürsek böyle bir lüksü de olmaliydi demi:))
        b- Kralin böyle bir istek de bulunmasi Tapinak rahiplerinin de isine gelmistir. Tanrinin böyle birsey istedigini ancak onlar onaylayabilirlerdi...Tabii onlarinda memnun edilmesi karsiliginda :))
        c-Ya da konustuklarini sandiklari tanrilar UZAYLilardi ve insanlar üzerinde deney yapiyorlardi
Baba - kiz durumunu bilimsel bir acidan bakmislardi:))
        d- Ya da UZAYLilar dünyalilari Porno Filmlerinde kullaniyorlardi, sonra bunlari kendi gezegenlerinde seyredip " Ya bu insanogluda ne APTAL bir canli, ne desek yapiyorlar " deyip egleniyorlardi:))))
            demek ki neymis, Antik MISIR da da DiN adi altinda hertürlü film firildak cevirilebiliniliyormus, günümüzde oldugu gibi....
            Yukarda ki Resimde II. Ramses, KIZI, Sabri ve Oglum:)))


    HATSHEPSUT TAPINAGI; Tapinaga girmeden önce ki Maket hali.....
   Cok ama cok görkemliydi....Günümüzdeki birco ünlü mimar ayni fikirde; Bu tapinagi yapan mimarin cok ama cok zeki oldugu....
     Dagin eteginde bir kirectasi platosunda kurulmus olan bu görkemli tapinak Firavun Hatshepsut´un istegi üzerine yapilmis. Arkada ki dagin icin de acilan bir tünel ise gizli bulusmalar icinmis...
       Halen kazilar devam etmekte ve bulunan parcalar orijinaline göre yerlestirilmeye calisilsa da cogu yerde yanlisliklar olmus...
         Hangi kösesine nasil bakacagima sastim kaldim:)))
       Tapinagin bu kösesinde Kralice ya da Misirin tek kadin Firavunu Hatshepsut tanrilar icin dans ediyormus...Hayalimde Kraliceyi canlandirmaya calissam da gözümün önüne hep Elizabet Taylor´un Cleopatra rolundeki hali  geliyordu:)))
     Acaba Kralice,  Tapinagina merdivenleri kullanarak mi inip - cikiyordu yoksa kendisi icin yapilmis tahtin köleler tarafindan tasinmasiyla mi inip - cikiyordu..Benim yürüdügüm yerden O da yürüdümü acaba:))))
       Tapinaktan Luksorun görüntüsü ve yine kazilardan bulunan parcalarin toplandigi yer

        Antik MISIR tarihinde erkek Firavunlar varken, esas kadindan (kizkardesden) olan cocuklarin kiz olmasi durumu degistirmis. Diger kadinlardan olan erkek cocuklarindan birinin Firavun olmasina AnaKralice izin vermemis ve Hatshepsut´a sakal takip, saclarinida tras ederek ve de Rahiplerle anlasarak durumu idare etmisler...Tabii bu duruma diger kadinlarin erkek cocuklari cokkk icerlenmisler. Onlarinda gönlünü hos etmek icin yine devreye rahipler girmis ve tanri Amon ´un istegi üzerine Hatshepsut iki erkek kardesiyle evlenerek onlarida memleket yönetimine dahil etmisr:))) Bu arada Hatshepsut´un bir de Rahip bir sevgilisi varmis:))
Iste o tapinagi o tepenin önünde yaptirtmasinin ve icinden gizli bir gecit yaptirtmalarinin sebebi de  buymus, rahat rahat bulusabiliyorlarmis ve rahibin mezarida bu gecitte bulunmus. Cünkü Hatsphepsut öldükten sonra Rahip sevgilisiyle yine görüsmek istiyormus, o krallar vadisinde gömülü olacagindan aradaki bu tünel bircok sorunuda ortadan kaldiriyormus:)))    Kralice ölünce de yerine evlendigi erkek kardeslerden biri gecmis ve yaptirtmis oldugu heykelleri tahrip etmis....TR. kanallarinda ki dizi filmler gibi....Ayyyy yazarken bile midem bulandi, kafam karisti:)))
   Ve tabii ki KRALLAR VADiSiNE gidis, Krallarin Mezarlarinin oldugu yerde fotograf cekmek yasak. 5 yil öncesine kadar izin veriliyormus ama, fotograf isiklarinin yazilari bozmasindan dolayi izin verilmiyor artik. Fotograf makinesi üzerinizde yakalanirsa 130 euro, fotograf cekmisseniz 550 euro parar cezasi. Bu yüzden de makineleri otobüste birakip gittik...Krallar - Kraliceler mezarlari buradaydi. Dagin diger tarafi Hatshepsut Tapinagi.....
     Bilinen bütün krallarin mezarlari bulunmus, 64 tane...ama hepsinin kazi calismalari tamamlanmamis ve de restorasyon islemleri bitmemis. Hepsini birden ziyaret etme gibi bir olasilikta yok. Cünkü birkacina izin veriyorlar. II. Ramses´in ve Hz.Musa´nin pesine düsen firavunun mezarlarina indik...Tutanchamunun mezari cok kücük oldugu icin kalabalik gruplarla asagiya inilmesini de izin yoktu...Bulunan bütün Firavun mezarlarinin hicbirinde mumya ve hazineler yokmus. Tahta gececek olan Firavun belirlendikten sonra hemen mezari yapilmaya baslaniyormus. Ve yasadigi süre boyunca neler yaptigi neler yasadigi ve ölüm sonrasi hayatinin nasil olacagiyla ilgili yazilar renkli hiyeroglofilerle anlatilmisti. Cok uzun bir zaman dilimi icinde de restore edildiginden ancak birkaci tamamlanmisti... Mumyalarin bulunmamasinin sebebi de ya mezar hirsizlari yada mezarin icinde lahitin icine degilde baska bir yere gömülü olmalari..Hazinelerde bulunmamis. Sonucda her kral öldükten sonra tekrar dirilecekleri icin özel ve degerli esyalariyla beraber gömülüyorlarmis... acilan bütün mezarlardan yalnizca Tutanchamun´un mumyasina ve hazinesine rastlanilmis. Hazineler kahire müzesinde sergilenmekte, aslina uygun yapilan imütasyonlari da ülke ülke gezdirilip sergilenmekte ve bizde zaten bu sergiye daha önceden Hamburgda gitmistik...Ama mumyasi mezarinda....

     Evet sevgili Okurlarim, Misir gezimiz burda bitti, ama simdilik.... Ilerde birgün tekrar gidecegim, yani gitmek istiyorum...Olurya birgün siz de gitmek isterseniz sakin Yazin gitmeyin, deniz kenarinda oldugumuz icin sicakligi pek farketmiyorduk ama, bu gezilerde gördük ki hava sicakligi cok ama cok yüksek ve acaip sekilde kavrulduk. Bronzlasma degil, resmen yollardaki kükürtlü taslara benzemisti rengimiz:)) sarisinlar ise kirmiziya dönüsmüslerdi:))) Tabii müslüman ülkelerin WC. temizlik problemi buralarda da oldugu icin tuvalet kagitlarinizi yaninizda tasiyin:)) WC. ye girmeden önce para aliyorlardi ve tuvalet kagidini yirtip kullanacaginiz kadarini elinize tutusturuyorlardi:)) Allah´tan ben tedbirli bir anne oldugum icin yanimizda bolca kagit ve islak mendillerimiz vardi, hijyen el losyonlarimiz vardi:))) Haaa bir de saticilar...Gezip - gördügüm yerler ne kadar ilgincdiyse saticilarida o kadar ilgincti. Yasamaniz lazim... Hicbir yere gidip de alis - veris yapmadim. Merak edip de birseye baktiginiz an bittiniz; 3- 4 satici ayni anda gelip hem kulaginizin altinda avazlari ciktigi kadar bagiriyorlardi hem de herbiri müsteriyi kapmak icin gözünüze gözünüze mallarini sokuyorlardi...Otelin icinde birkac hediyelik esya aldim. Aman ama özel birsey yoktu, firavun heykelleri, piramit biblolari falan...bunlari almadim.. ama el isi GÖZYASI siselerinden aldim...
   Kaliteli bir fotograf makinesi yaninizda olsun, cünkü gün isigi öyle harikaydi ki enfes fotolar yakaladik...4000 ne yakin fotograf cekmisiz, artik bir yerde fotograf cekmeyi falan biraktim, cünkü bu kez de etrafimda ki güzellikleri kaciriyordum...yaziyi eklerkende encok fotograf secme konusunda zorlandim...
      Allah´im tekrar gitmek istiyorum, halen etkisindeyim... Bakalim ne zaman nasip - kismet olacak...
       Sevgili GÜLSEN VAROL Hocamiz yeni kitabini bitirmis,kendisini tebrik ediyorum, önceki yazima cok güzel bir yorum birakmisti...o güzel yoruma tesekkür ediyorum, KIZILDENiz´in ve günesin isiltisi altinda cekilmis bir fotografimi Onun icin yayinliyorum:)) Fotograf da hicbir dijital teknik kullanilmamistir. Kizimin cekmis oldugu fotograflarimdan birisi....Müthis fotograflarla harika bir arsivimiz oldu yine:))
Resimleri tiklayinizca daha büyük ve net haliyle görmeniz mümkün....
 

KUDRETULLAH PASTASI ve YILDÖNÜMÜ....

$
0
0


     Bugün hem benim hem de Blogumun dogumgünü....Tam 8 yildir Bloggerdeyim... 18. yasgünümden beri de hep 18indeyim:))  Blogumun yildönümünü kutlamayi daha cok seviyorum,  Blogumun hayatimda ki yeri cok büyük,  3.cocugum gibi. Zamanim olsa Blogumla daha cok ilgilenmek isterim ama, maaleseff  bu aralar fazla zaman ayiramiyorum.

    Tabii ki bugün icin siradan bir tarif vermek olmazdi; söyle en Güzelinden, en Lezzetlisinden, En Görkemlisinden bir tarif vermek gerekirdi. Bir dönem cok popüler olan  Krem Karammelli yada Nam-i diger KUDRETTULLAH Pastasini yaptim. Megersem nefis birseymis:))
      KUDRETULLAH PASTASI;
Karameli icin, Yarim su bardagindan biraz fazla toz seker

Kremasi icin;
3 yumurta
2 su bardagi süt
3 yemek kasigi tozseker
1 tane vanilya
Limon yada Portakal kabugu rendesi

Kek icin;
3 yumurta
1 su bardagi seker
yarim su bardagi sivi yag
yarim su bardagi süt
1,5 su bardagi un
3 yemek kasigi kakao
1 tane vanilya
1 tane kabartma tozu

   Düz yada ortasi delik pasta kalibinin ici yaglanir, kelepceli kek kalibi kesinlikle kullanmayiniz !!!
   Teflon tavanin icinde toz seker karamelize edilir ve kalibin icine dökülür
   Krema malzemeleri birbirine karisacak kadar cirpilir ve karamelize olmus sekerin üzerine dökülür,
   Kek malzemeleri iyicene cirpilir ve sütlü karisimin üzerine dökülür. Kek karisimi ve krema karisimi birbirine karismis gibi olsada pisme sirasinda birbirinden ayrilmis olacaklardir...
   Önceden 180 derecede isitilmis firinin icerisinde ici sicak su dolu bir kabin icine kek kalibi yerlestirilir ve 40 dak. pisirili. Normal kekden daha farkli pistigi icin son 10 dak. da sürekli kontrol etmenizi tavsiye ederim..
Pisen kek ilidiktan sonra kalibiyla birlikte bir gece buzdolabinda bekletilir. Ertesi gün servis tabina ters edilerek cikartilir. Kek kalibini 10 sn kadar sicak suyun icinde beklettikten sonra da kalibdan cikartabilirsiniz...
 
        DogumGünümde kendime hediye almayi cok severim, bu dogumgünümde ise
Sevgili GÜLSEN VAROL ögretmenimin yeni cikan kitabini alabilme imkanim oldu. Burda ki bir kitapevinin internet sitesinden Türkce kitapda siparisi yapilabiliniyormus. GÜLSEN VAROL ögretmenimin CEHENNEM DERESi´ ne rastlayinca gözlerime inanamadim. Ama, önceki kitaplari yoktu. Hemen siparis verdim ve Dogumgünümden ücgün öncede elime gecti. Uzun zamandan beri beni böylesine heyecanlandiran bir hediye almamistim kendime:)) Agir agir ,sindire sindire, tadini cikarta cikarta, her karakterini kafamda canlandirarak okumaya basladim bile. Kitabin ikiser defa okudugum yerleri bile var:)) GÜLSEN Ögretmenimi cani gönülden bir kez daha tebrik ediyorum....
          Taki olarak encok küpe sevdigim icin yeni bir küpe ve parfümde vazgecemeyecegim marka Betty Barchley´in yeni ürünü....Güle güle saglikla iyi günlerde kullanmayi diliyorum:))) Acaba kendime baska ne alsaydim???

           Gecen yila kadar bloguma kendi resimlerimi birakmiyordum. Bunun sebebi daha önceleri de yazdigim gibi sanal alem hirsizlari. Ama, simdi gecmise baktigimda aradan tam 8 yil gecmis ve bu gecen süre icerisinde her defasinda bloguma kendimle ilgili bir resim birakmis olsaydim, nasil bir degisim yasadigimi da görmüs olacaktim. Blogu ilk actigim zamanlarda cektigim fotograflar, verdigim tarifler, yazdigim yazilar zaman icerisinde hem cok degismis hem de daha kaliteli olmus. Keske kendi fotolarimdan da biraksaymisim, en azindan Blogumunun Yildönümü zamanlarinda.  Daha önceleri de yazmistim, yasadigim sikintilardan dolayi benim 30´lu yillarimda hemen hemen hic fotografim yok. Gecen aksam yine söyle bir baktim, gercekten de yok, olan bir iki fotografimi da yirtip attim. simdi hergün fotograf cektiriyorum:))
   GECEN YILLARA iNAT...

ve Kendime dair birkac kelime;
Ben aslinda sakin bir insanimdir, kavga - gürültüyü sevmem. Sesimi yükseltigim zamanlarda bile kendi sesimden nefret ederim. Her ne kadar yanlislari gördügüm zamanlar da sesimi cikartigim icin inatci ve kavgaci biri oldugumu söyleselerde,  artik eskisi gibi hanim hanimcik da degilim, hatta bazen küfürlü konusmalarim bile oluyor, hayatin ve insanlarin carpikliklari yüzünden....Umarim birgün insanlarin ikiyüzlülügü karsisinda ben de onlar gibi davranmak zorunda kalmam !!!!  En azindan simdiye kadar gecmisime baktigimda kimseleri aldatmadigimi ya da alay etmedigimi ya da dalga gecmedigimi ya da hasetle birilerine kin gütmedigimi ve cikar iliskilerimin olmadigini görebiliyorum.....


QUiNOA SALATALARI

$
0
0
      Efendim, hepimiz biliyoruz ki, dünya artik cok kücüldü. Hersey elimizin altinda. Adini, rengini, tadini daha önce hic  bilmedigimiz onlarca yiyecege rahatca sahip olabiliyoruz. Simdilerde herkeslerin elinde internet baglantili Cep Tlf.lari, " TR.de Akilli Telefon " diyorsunuz ( sükürler olsun ki benim yok ) , sanal alemde yapilan arkadasliklarla, dünyanin herhangi bir kösesinde yasayan birinin  neler yiyip - ictigini bilmek cok cok kolay artik. insanlar aninda ne yiyip - ictigini, hangi mekana gittigini hemen resimleyip paylasiyor oldular, GÖRGÜSÜZCE....
       Bir Yemek Blogu Yazari olarak, bu durum beni  rahatsiz ediyor. Benim gibi baska arkadaslarda yaptigimiz yemekleri, masalari paylasiyoruz ama, kendim icim söyleyeyim benim amacim neler yiyip-ictigimi göstermek icin degil, tamamen Yemek Kültürüne bagli olarak bilgilendirme amacli paylasimlarda bulunmaktir. Hele hele Cep Tlf.lariyla aninda yapilan paylasimlar yok mu, ne sinir bozucu. Mesela arkadaslarla bir kahvaltidayiz, daha Bismillah deyip agzimiza lokmayi yeni koymusuz, agzimiz burnumuz cignemekten egilmisken,  bir bakiyorsun 2-3 kisi hemen resimleyip face atmis bile. Ya da ne bileyim   kadin kadina biraz daha rahat bir oturus bicimiyle sohbet ediyoruz,  o halde resimleyip biri face atmis oluyor. Ve ben bu insanlari uyarmaktan biktim artik.  Arkadaslarla bulusurken  bunu belirtiyorum,  "resim falan cekmiyorsunuz,  beni asla." Ve iclerinden tesettürlü olan bir iki kisiyi fotograflarindan dolayi elestirdigim icin de bana fena halde bozuldular. "Amannn bosver Yildiz, kimbilecek bizim kim oldugumuzu " cevabini verince de "Kendiniz biliyorsunuz yaa,  Inandiginiz Allah biliyor yaa " dedigim icin ve de facede arkadaslik yapmadigim icin bana biraz kirilmis olsalarda, hic umurumda degil....
          iyi ki Twitterim, instagramim falanda yok....Ünlülerin neyini takip edecegim yaaa, yada kime nediye laf yetistirecegim. Bir tek Facebook da hesabim var, orayi da batakhaneye benzetiyorum. Actigima acacagima bin pisman olmusum. Olmadik durumlara sahit olabiliyorsunuz ve bu durum insanin zihnini kirletiyor. Savaslari, cocuklarin-kadinlarin cekmis oldugu acilari birtek resimle görebiliyorsunuz. Bunlari görünce yada ögrenince elimizden herhangi birsey mi geliyor, yoooo aksine  daha bir Ruhsuzlasip katilasiyoruz...Ya da ne bileyim son derece derli toplu yasayan bir kadinin yada iyi aile babasi gözüken insanlarin sanal alemde olmadik seylerine sahit olabiliyoruz. Dr. JECKYLL ve  Mr. HYDE gibi yasiyor insanlar.
        Kendimden biliyorum, - ki ben Neti cok derli toplu kullandigima inanirim -ben cok konuskan, duygularimi sözle cok iyi anlatan biri degiligim, en fazla cok cok sinirlendigim zamanlarda öfkemi belirtecek sekilde bagiririm ama, PC. basina gectigim zamanlarda sayfalarca dolusu yazabiliyorum. Sonrasinda da yazdiklarimi okudugumda " wayyy anasini, bunlari ben  mi düsünmüsüm - yazmisim " diyebiliyorum...iste insanlarin bircogu Sanal alemin bu rahatligindan dolayi istedikleri kimlige bürünüp olmadik seyler yapabiliyorlar. Ya da BilincAltlari Pc. basinda Mr. Hyde olarak ortaya cikiyor...Ve de yasadiklari her ne olursa olsun Fiili olmadigi sürece masum görebiliyorlar....
            Bu konuya nerden geldim simdi, su Cep Tlf. larinin icine bilgisayar agini - internet agini her kim yerlestirmisse, kimin aklina gelmisse Allah Onu bildigi gibi yapsin....Telefon telefon olarak kalsaydi yaaa. Cocuklarin elinden düsmüyor. Göz sagliklarina, tertemiz beyinlerine yazik...Benim Akilli Telefonum falan yok, olmasina da gerek yok zaten. Maaleseff Cocuklara almak zorunda kaldik, bana kalsa gereksiz birseydi ama, ne yazik ki bütün genclerin cocuklarin elinde olunca, insan evladinin boynu bükük kalmasini istemiyor. Ama ne, ev de sürekli kavga-gürültü var, kullanma süreleriyle ilgili...Ben kullanmadigim icin de cocuklara kisitlama getirebiliyorum, cünkü "Sen de kullaniyorsun" diyemiyorlar...
          Ve arkadaslarimda bana " Yildiz falan yerde tlf. indirimde sen de al, Whats  Up da arkadaslar grup kurmusuz sen de aramizda ol " demiyorlar mi:)))
Yaaa ben sürekli ne diye mesajlasacagim, hepimizin yasam sekli ortada iste, sürekli olarak neyi resimleyip yayinlayacagim. Gecen gün AVM nin birinde ünlü bir markanin son model telefonu reklam amacli cok ucuza satiliyordu, bir aylik su harcamasi kadar fiyata ve aylik sinirsiz aramali ve net kullanimi neredeyse bedava denecek kadar az. Yine almadim. Elimde ki Tlf. la cocuklarima ulasabilmis olmam bana yetiyor. Evimde ki tlf.la da özledigim merak ettigim arkadaslarimi arayabiliyorum. Zaten benim yazabilmem icin büyük klavye olmasi gerekiyor, tlf.dan falan mesaj yazamiyorum:)) kullanilan o suratlarin ne anlama geldigini bile bilmiyor:)) bazen arkadaslara soruyorum, gülmekten yerlere yatiyorlar...
          iste bu Telefonlardan insanlar yedigini ictigini aninda yayinladigi bir günde, Kizim Quinoa - kinoa yi
görmüs...Cok saglikliymis da, doyurucuymuymus da... Ahhh be yavrum, dogada bulunan bütün nimetler saglikli ve doyurucudur zaten. Son zamanlarin en popüler yiyecegi Kinoa.... Latin Amerika ülkelerinde kullanilan, yaslanmayi geciktirme etkisi olan bir yiyecek. Zamaninda inkalar, Mayalar cok kullanmislar, cok kullandiklari icin de baska gezegenlere göcüp gitmisler herhalde:))
          Bizim ne güzel bulgurumuz varken, 3 kilosuna 5 Euro verdigim bulguru yemezler, 500 gr.na 5 Euro verdigim inkalarin yiyeceklerinden isterler:))
          500 gr.lik kinoayi hasladim ve saklama kabinda buzdolabina biraktim, hergün bir sekilde kizima sundum; bundan sonra yapmasamda olurmus:))
           ilk tarifte, salatalik tursusu, havuc, maydanoz, kirmizi sogan hepsini dogradim ve haslanmis Kinoa ile karistirdim. Zeytinyagi, NarEksisi, tuz ilavesiyle....
              ikinci Tarifte ise, haslanmis olan kirmizi pancari rendeledim ve haslanmis olan Kinoa ve sarimsakli yogurtla karistirdim...
             kinoanin bu halini daha cok sevdim, özellikle Et sote yada Tavuk sotenin yanina cok yakistirdim...

Güzel bir haftaya baslamaniz dilegiyle hepiniz SEVGiYLE ve DOSTCA KALIN.....

MANTARLI RiSOTTOoooooo

$
0
0
   Bir zamanlar Asmali Konak diye bir dizi vardi, O dizinin bir sahnesinde Risotto yapilmisti ve de
Özcan Deniz ( dizide ki adini hatirlayamiyorum ), rol geregi " Böyle Risotto mu olurmus? " deyip, hic begenmedigini ve nasil yapilmasi gerektigini anlatmisti..Bu yemegin adini ilk kez ozaman duymustum. Filmde ki karelerden gördügüm kadariylada Pirincli birseydi...Avrupa Görmüs Kocam Sabri´ ye dönüp,
"Risotto nedir ? " diye sormus, O da bana engin Avrupa bilgisiyle " italyanlarin yedigi Pirinc pilavi " demisti...
    Sonra birgün Mahsun KirmiziGül´ün " Ben Kebab yemem, Risotto yerim, bana Risottoyu sorun " dedigini okudum....Ne ola ki bu Risotto? diye iyice merak ettim:)))
Büyük Marketler genelde her hafta bir ülkenin ürünlerini tanitirlar, italyan ürünlerinin tanitildigi bir hafta da,
"RiSOTTO" pirinci ve tarifiyle gözgöze geldim, hemen aldim ve üstünde ki tarife göre yaptim...
Eeee dogru, Mahsun KirmiziGül´ün cocuklugunun, gencliginin gectigi GüneyDogu da böyle pilavlar cokca yapilir....Biraz daha farkliliklarla...Bütün O Hollywood Filmlerinden tanidigimiz, Cin Mutfaginin cubuklarla yenilen haslanmis bembeyaz pirinci bizim mutfak kültürümüzle hicde bagdasmiyor...Bol Tereyagli, sebzeli yada Tavuklu ve de taze yesillikler hazirlanmis pirinc ( yada bulgur ) tam bizim damaktadimiza göre degil midir????  RiSOTTOooooo, söylenisi bile cok güzel:)) Dudaklarinizi büzerek ve de sonunu uzatarak söyleyin bakalim:)))
MANTARLI RiSOTTOooooo
Yarim kilo kültür Mantari
Yesil, Kirmizi ve Sari Paprikalar yani Meksika Biberleri
200 gr.kadar rende Parmesan peyniri
1 tane kuru sogan
1 dis sarimsak
1 cay bardagi ince kiyilmis dilotu
2 tane etsuyu tableti yada evinizde varsa kendi yaptiginiz etsuyu....
Karabiber, tuz, tereyagi, zeytinyagi ve RiSOTTO Pirinci....
    Peki Nedir bu Risotto Pirinci; bizim mutfagimizda pirinc pistiginde tane tane olmali,ama Risotto pistiginde biraz civik, biraz lapa gibi olmali. Bu yüzdende Basmati, Jasmin, Baldo gibi pirinc türleriyle olmaz
Japonlarin Suside de kullandigi ARBORiO pirinci kullanilmalidir. Arborio da Japonlarin pirincidir zaten:))
Nisastasi bol oldugu icin tercih edilmektedir....

   Zeytinyaginda ince kiyilmis soganlar hafifce kavrulduktan sonra küp küp dogranmis paprikalarla kavrulmaya devam edilir. Arkasindan ikiye-dörde bölünmüs olan mantarlar ve sarimsak eklenir ve fazla sulanmasina izin verilmeden hizli hizli sotelenir. Tuzu, karabiberi ayarlanir ve tencerenin alti kapatildiktan sonra
icine dilotu eklenir....
   Ayri bir tencerede tereyagi eritilir ve yikanmadan 2 su bardagi pirinc yavas yavas kavrulmaya baslanir.
Ama ben Pirinci iki su da olsa yikadim:)) Hayatta yikanmadan birsey yememde cocuklarima da yedirmem:))
Ve yine yavas yavas sicak su ilave edilerek arada bir karistirarak pisirmeye birakilir. Risotto yaparken kullanilan su birdefadan birakilmaz, suyunu cektikce sicak su eklenir ve karistirilir.Bu arada etsuyunu yada Tabletini de icine koyabilirsiniz. Bu sekilde pirincler pisinceye kadar, tencerenin basindan ayrilmadan suyu bittikce su eklenerek ARborio pirincleri pisirilir. Diger tencerede pisirmis oldugunuz karisimi pirinclerin icine bosaltinca ve de Parmesan Peynirini katinca RiSOTTOooooo nuz servise hazirdir artik...
    Risottoyu baska sebzelerle yada baska baharatlarla da yapabilirsiniz. Bu aralar bolca Risottoooo yapiyorum, cünkü gecen Japon ürünleri haftasinda 3-4 kilo kadar ARBORiO pirinci aldim:))
Farkli bicimlerde yaparsam tekrar yayinlarim, simdilik benim icin bu sekli cok kolay....
    Tekrar okuyun bakalim RiSOTTOoooooooo :)))))

ETLi SANDWiCH

$
0
0
      Günler cok kisa ve hava ic karartici, disariya fazla cikamadigimiz günler yasamaya basladik yine. Ev de olunca da Tv. daha fazla izleniyor. Özellikle Müge Anli´nin programini düzenli olmasa da izliyorum.
Gecen yil Nezen cinayeti vardi, onun sonuclanmasini beklerken olmadik kisileri olaylari da izlemek zorunda kaldim. Kizcagazin cinayetinde, süpheli 21 kisi varmis. Facebookda ki arkadaslarinin anlattiklari ve orda yasanan olaylar bana cok enteresan gelmisken, sonra ki zamanlarda izledigim cok baska olaylarda ise dehsete düstüm.  Yaaa ne olaylar varmis, insanlar neler neler yasiyormus. Ki ben yarim yamalak izliyorum, cogu zaman olaylar nasil sonuclaniyor bilmiyorum bile.

      Kocalarini ne cok aldatan ve  öldürtten kadin varmis memlekette. Ya da facede birini bulup coluk cocugunu hic tanimadiklari adamlar icin birakip giden kadinlar ve sonrasinda terkedilen kadinlar...
   
       Kadin acmis bir sayfa orada mutlu aile resimleri var, kocasiyla coluk-cocuguyla, diger tarafta baska bir isimle baska bir erkek icin yine sayfa acmis. Önce tanimadigini, sonra resminin calindigini ( ki bu olabiliyor ), daha sonra o adamin kendisi icin sayfa actigini ve en sonunda da sanal bir arkadasliginin oldugunu itiraf ediyor. Kadin öncesinde de baskalariyla görüstügünden ve o görüstüklerinden biri ortadan kaybolunca, ki bu kayiplar genellikle cinayet olarak kabul ediliyor, o zamanda bu kisilerin bütün secereleri ortaya dökülüyor. Ortaya dökülenleri biz izleyiciler izlerkende " WAYyyy Anasini " diyoruz.... Kadin kocasindan sikayetci, Adam karisindan sikayetci, cok mutsuz evlilikleri oldugu icin bu durumlari yasamak zorunda kalmislar da, kadinin psikolojik sorunlari varmis da, görüstügü adam ona yardimci oluyormus da..Cok saf ve iyi niyetlilermisde, ama ortada bir cinayet olunca ve süpheli kisiler olarak gözüküncede  bu kez de birbirlerini satmaya baslamiyorlar mi:))) Kadinin tek sevgilisi oldugunu sanan kisi basliyor kendini kurtarma cabasina:))
Bir de  her ikisinin  kücük cocuklari var. iste o zamanda RAHmi Hocam " Bebek Bakimi hakkinda mi konusuyordunuz " diye sormuyor mu:))))  Madem bu kadar mutsuzsunuz, mutsuz bir ortama cocuk niye getiriyorsunuz yaa; yine olan cocuklara oluyor iste...Ergenliklerini tamamlayamamis yetiskinler, ne kadar komik gözüktüklerinin farkinda bile degiller, gerci bu tip insanlar icin cok da önemli degil. Kendilerini kurtarmak icin öyle yalanlar söylüyorlar ki, yarin öbürgün coluk cocuklarinin yüzüne nasil bakacaklar diyecem ama, felegin cemberinden gecmis insanlar gercekten de cok ama cok yüzsüz olabiliyorlar....Traji Komik.....

      Ya da uzak akrabalar, birbirlerini yalnizca dügünde görmüs olan dünürler  facede arkadas oluyorlar. Sonrasinda kadinin kocasi,kizkardesinin görümcesinin görümcesiyle ya da eltisinin bilmem nesiyle kacmis olabiliyor:))) öncesinde akrabayiz muhabbeti, kimsecikler süphelenmez, nasil olsa tanidigiz derken isin ucu bir kaciyor ki; ortada kalan yine cocuklar....

      Kadin evli barkli, 6 aylik bebegi var.Ama bu arada 2 ayri kisiylede görüsüyor, koca farkina varinca da olanlar oluyor, sonrasinda kadinin cesedi bile yok. Ailesi aramaya geliyor. Tabii olan yine bebege olmus, kimse alip da bakmamis, cocuk evine birakilmis.

      Bir baska kadini ise 18 yasindaki kizi aramaya gelmis, "evden cikti ve birdaha gelmedi" diye. Arastirirken ortaya bir cikiyor ki kadinin görüstügü üc  kisi var, bu kisilerden biri kiskanclik krizine giriyor ve kadini öldürüp bir yol kenarina atmis.

     Ya da,  disarda görseniz, bagiyla bahcesiyle ilgilenen kendi halinde bir kadincagaz; kadinin iki ayri tlf. hatti var. Hatlarinin herbirini sevgilileri almis, özel görüsmeleri icin. Kadin pazartesileri biriyle bulusuyor, yemege gidiyor sonrada kuyumcuya, digeriyle de cuma günü bulusuyor baska bir lokanta ve baska bir kuyumcuya gidiyor. Ama sonrasinda adamlardan bir uyaniyor, diger adam kayip, yok, sonra cesedi bulunuyor, öldürülmüs olarak... Kadinin dedigi ise " insan bir arkadasiyla yemege gidemez mi, insanin bir arkadasi ona hediye alamaz mi "... Iste cinayet olunca durum farkli oluyor:)))

       Ya da gencler facede arkadaslik yapmaya basliyorlar, adamin görüstügü iki kiz varsa biri hirs yapiyor ve illede evlenelim diye diretiyor. Amac, "beni secti, seni secmedi, ben elde ettim " durumu ,Ailelerin haberi yok, nikah yapilmis. Ya dügün olmadan yada evliligin ilk ayinda kizcagiz  öldürülmüs mü, intihar mi etmis belli degil.
        Facede tanistiklari erkek icin birbirine giren evli coluk-cocuklu kadinlar mi demezsiniz, birbirlerine sahte isimlerle mesaj atanlar, sahte sahte isimlerle ayni adami  yada kocalarini kontrol altinda tutmaya calisanlar mi demezsiniz. Yasli erkekleri tuzaklarina düsüren kadinlar, sahte nikah kiyarak emekli maasina sahip olmak icin yasli kocasini camasir suyuyla zehirleyenler mi demezsiniz....Ya da yasi henüz 16 olan genc kizlarin erkekleri birbirine nasil düsürdügü, ariyor birini su beni rahatsizz etti bu beni rahatsiz ediyor diyor. O delikanlilarda bir telefonla hemen kosup geliyorlarmis. Sonra genclerden biri büyük bir ihtimalle cinayete kurban gitmis olarak araniyor, aylardir kayip. Sonrasinda da ortaya bir cikiyor ki, rahatsiz ediyor dedigi kisiylede Kiz sevgiliymis öncesinde, ayrilmak istiyor, cocuk bunu kabul etmeyince de görüstügü bir baskasini cagiriyor .
         Simdiiii ben bunlari izlerken, kendi zamanimla kiyaslama da yapiyorum, bazi durumlarda da empati kurdugum icin mantigim almiyor. Yoksa bananesi kimin ne yasadigindan, herkesin ahlak anlayisi kendine, Tv.cikmasalar nerden haberimiz olacak...
         Mesela bir insan ayni anda nasil oluyorda 3-4 kisiyle duygusal bir yakinlik yasayabiliyor. ASK ve SEVGi anlayisi böyle olanlardan tiksiniyorum, gerci bu durumlarin aciklamasini  ARiF VERiMLi hoca gayet güzel anlatiyor, bazen de öyle seyler oluyor ki adamcagaz  bir aciklama bile getiremiyor.
Bence HAYDAR DÜMEN hocayi da programa dahil etmeliler:)))
       Herkesin sorunlari var, herkesin mutsuzluklari var. Mutsuz olan evli insanlar o zaman netten kendisine bir sevgili mi bulmali.... Kacmak yada adam öldürmek bosanmaktan daha mi kolay geliyor acaba???
Bu diziler falan Tr.deki kadinlarin ruh yapisini bozmus haaa, herkesler "Kadin Ruhundan anlamayan Kocalarindan " sikayetci.... .Sanki herkes hergün mum isiginda yemek yemek zorunda yada bütün kocalar romantik olmali, siir okumali...Türk erkeginin kapasitesi ortada iste....
          Kücük bebegi-cocugu olan bir insan nasil zaman bulabiliyor mesela, bunu da mantigim almiyor.
Vallahi ben, uykusuzluktan  sersem gibiydim. Onlarla ugrasmaktan kendime zaman ayiramiyordum, bu kadinlarin ne uslu bebekleri varmis ki, nette 3-4 kisiye zaman ayirabiliyorlarmis:))) Kadinlik hormonlari bu dönemlerde daha fazla mi calisiyor acaba:))))
          Benim Tr.de oldugum zamanlarda,  biz genclerin üzerinde aile, mahalle baskisi vardi ki, basimizi kaldirip da birilerine bakmak ne haddimizeydi...Beni rahatsiz eden biri icin bir baskasindan yardim isteyecegim de o kisi de gözü kapali gelecek...Hiccc böyle birine de rastlamadim, benim icin herseyi göze alabilecek kimse de karsima cikmadi zaten, cirkinmiydim, aptalmiydim yada DUVAR gibi  biriydim herhalde, kimselerin dikkatini cekememisim demek ki:))))  kimsecikler ugruma kavga falan etmedi:)))
        Ünv. ortamim da bile arkadaslarla cay icseydik bazi kendini bilmezler hemen olmadik seyler uydurabiliyordular. Eger  birini kuyumcuya falan götürmüs olsaydik, kimbilir hakkimizda neler neler söylenirdi...Simdi bakiyorum da, gidemez miyim, yapamaz miyim, hediye alamaz miyim, kim ne karisir laflari almis basini gidiyor......
            Kisacasi arkadaslar burdan TR.ye baktigimda toplumun ahlak anlayisinda  fazlasiyla bir degisim oldugunu görüyorum. Ya da cirkinlikler o kadar fazla yasanmaya baslanmis ki, herkes herseyi kabul edebiliyor yada normal gelebiliyor.... Madem ki bu toplumun böyle bir degisimi kaldirabilecek kapasitesi vardiysa bizim zamanimizda, benim gibilerine niye kimseler hosgörü göstermedi, benim gibilerinin ne sucu günahi vardi, ki bizlerin yasadiklari ne kadar saf ve masum oldugu halde, herseyi icimizde biraktilar...Bunlari gördükce kendime aciyorum, gecip giden o zamanlarima cok üzülüyorum gercekten de....
             Yazarken de bir taraftan yine kendi zamanimi düsünüyordum, hatirladigim bazi olaylarda olmadi degil. O zamanlarda böyle yasayan insanlar vardi ama, pek duyulmuyordu. Ya da ozamanlar birken simdi 10 oldu, 10 duysa simdi 100 oldu.  Insanlar cogaldi, yasamlar, kültürler farklilasti... Ben encok genclere üzülüyorum, cocuklarim icin üzülüyorum ve korkuyorum....Gencler tecrübesiz ve kafalari bir karis havada...
              Iste böyle Müge Anliyi izledigim zamanlarin birinde hazirlamis oldugum sipsak yemeklerden biri,
kis boyunca bizim Ev de Sandwich Ana yemek olarak hazirlanacak gibime geliyor:))))

     HiNDi ETLi SANDWiCH;
Hindi etleri kusbasi dogranir ve önce yüksek isida  sonra orta isida kavrulur, pisen etlerin icine ince kiyilmis kurusogan ve sarimsak eklenir, biraz biber salcasi,köri, karabiber,tuz eklenir. Enson ince kiyilmis maydanozlar ilave edilir. Sonra da Baget ekmeklerin arasina yerlestirilir...


                    Ama sunu paylasmadan da gecemiyecegim;
              Bu kadin ugruna facede tanistigi kisilerden biri öldü biri de öldürdü...
Önceleri  V.S Meleklerini gördügümde komplekse giriyordum, bu kadini gördükten sonra, yasadigim kompleksi sizlere anlatamam arkadaslar, 8. kattan asagi atlayacaktim:)))) Yorum sizlerin....

2015 ve KiRAZ SOSLU TiRAMiSU

$
0
0
    Yillar su gibi akip gidiyor, 2014 yili nasil gecip bitti hic anlamadim. Zamani dolu dolu yasadigim icin mi, Zamanin kiymetini bildigim icin mi, hergün yapabilecek yeni ugraslar bulabildigim icin mi ya da cocuklarimla doyasiya zaman gecirmeyi sevdigimden midir nedir bilmiyorum, benim icin günler, haftalar, yillar nasil geciyor hic anlamiyorum. Hele hele bu son 4 -5 yildir sanki dünya cok daha hizli dönüyor gibime geliyor.
     2014 yili benim ve ailem icin gayet güzel gecti. Cocuklarimin ve kendi sagligim yerinde olduktan sonra ve kavgasiz-gürültüsüz, sakin - huzurlu bir aile-ev ortamin da olduktan sonra daha baska ne isteyebilirim ki....
     Tabii cocuklarin birbiriyle didismelerini, benim "nedir bu evin hali, topla topla bitmiyor" söylentilerimi, Sabri´nin haberleri yüksek sesle izlemesini, carsiya-pazara, doktora, okula yada  baska biryere giderken evden paldirküldür cikmalarimizi ve bagrislarimizi saymazsak, sürekli calisan camasir makinesini ve elektrik süpürgesini ve yüksek sesle dinledigim müzigi saymazsak evimiz oldukca sessiz sayilir:))
      Evet, 2014 benim icin güzel bir yildi, ama dünya icin ayni seyi diyemiyecegim. Soma Kömür Ocagi Faciasi ve  iSiD TERÖR ÖRGÜTÜ nün özellikle EZiDi HALKINA - KADINLARINA yaptiklari beni cok ama cokkkkkk derinden üzdü. Dünyanin bir yerlerinde kadin ve cocuklarin kötü ve bencil insanlar yüzünden aci cekmeleri, yerlerinden yurtlarindan edilmeleri, hayatlarinin hicyoktan insanlar yüzünden degismelerini görmek beni cok etkiledi. EZiDi KADINLARININ pazarlarda satilmasi, hem de 21. YY.da hem de köleligi yasaklayan  iSLAMiYET adina yapilmasi bir Müslüman olarak bana utanc verdi...Düsünebiliyor musunuz, insanin en güvende oldugu evinizi gecenin bir yarisi eli silahli, agizlarindan salyalar akan DNA si degismis insan artiklari  basiyor ve kocanizi, oglunuzu gözünüzün önünde öldürüyorlar kizinizi ve sizi alip pazarlarda satiyorlar. Kimbilir kac defa o pazarlara getirilip-götürüleceksiniz...Kabus gibi birsey, uyanmak istiyorsunuz ama birtürlü uyanamiyorsunuz....Yazarken bile icime ürperti geldi....
      Nijerya´da Boko Haram örgütü tarafindan kacirilan 200´ün üzerinde ki genc kizlara da cok üzüldüm. Ne oldu acaba o kizcagazlar??? Hayatlari, kaderleri degisip gitti...Kimbilir ne hayalleri vardi:((((
      Bu yaziyi hazirladigim saatlerde ise Fransa´daki rehine olaylari yasaniyordu...Avrupa´nin bircok yerinde Islam Terörüne karsi yürüyüsler yapiliyor. Camileri kundakliyorlar. Müslümanlari istemiyorlar artik, haklilarda....Ama bilmeliler ki, Kendilerini Müslüman diye gösteren ve ALLAH´in PEYGAMBERiN adini kullanan bu kisiler, kendileriyle ayni düsüncede olmayan Müslümanlarida düsman olarak görüyorlar....
       Avrupa´dan da bircok kisi iSiD´e katilmak icin Suriye´ye gidiyor. Alman genclerindende giden cok var.
Önceleri gidenlerin tekrar dönüslerine izin veriliyordu, simdi izin vermiyorlar. Vermesinlerde, canlari isteyince oraya gidecekler kafa kesecekler, sonrada istedikleri zaman dönüp aramizda yasayacaklar. Vahsete alismis bu kisiler bir süre sonrada buralari kan gölüne cevirirler. Hele O genc kizlar.... Hangi mantikla gidiyorlar yaa; ne demek " Mücahitlerin ihtiyaclarini karsilamak icin gidiyoruz"... 16 yasinda ki bir genc kizla röportaj yapmislardi, " Karnimda bir mücahitin cocugu var, babasinin kim oldugu önemli degil.  Suriye de oldugum süre icinde yüze yakin  imam nikahi kiydim " ... Ve bunu anlatirken de  halinden memnun, agzi kulaklarindaydi.  Bu insanlarin saglikli bir Ruh yapilari varsa eger ve ideolojileri icin bunu normal görüyorlarsa diyecek hicbirsey yok artik....
        Demek ki 100 defa imam nikahi yapilinca zina olmuyormus...Simdi bu Allah icin kafa kesenler, Allah icin Mücahitleri memnun edenler Cennete mi gidecekler??? Wayyy beeee, yine kendime acidim:))))
        Tüm bunlari ve daha fazlasini duydugum zaman soka giriyorum, bunlari anlayabilmem mümkün degil, Iste, Dünyada yasanan bu olaylari ve daha fazlasini gördükce, ögrendikce ve göremediklerimi de düsündükce icim karariyor, Ruhum daraliyor. Tüm cocuklara, Cocuklarima üzülüyorum. Sonrada cok cok mutsuz oluyorum.....Dünyayi yasanmaz bir hale getiren ve Mutsuz olmama sebeb olan bu insanlardan ben de
KUL HAKKIMI isteyecegim...
          Yazarken yazarken konu nerelere geldi yine....Kisacasi 2015 icin dilegim; umut ediyorum ki 2015 de
Dünyayi  Uzaylilar; Marslilar, Jüpiterliler yada baska baska günes sisteminden gelenler istila ederler...
Ve dünyayi bu hale getiren insanlari alip gezegenlerine götürürler....Ya da dünyaya Dinazorlarin yok olmasina neden olan göktaslarindan biri düssün de kötü insanlarin yok olmasini saglasin....
Allahim N´olursun bir Mucize olsun artik, Mehdi mi gelir,  Mesih mi gelir bilmiyorum....
   
     
          2015 in ilk tarifi bir tatli olsun istedim, Tatli yiyelim tatli konusalim misali diyecektim ama, yukarda yazdiklarimdan sonra, pek de ic acici bir yani kalmadi gibime geliyor:)))
         Yilbasi aksamindan kalma bir lezzet olup acaip lezzetliydi, yapimi da cok kolay ve basit....
             KiRAZ SOSLU TiRAMiSU;
             Kedi dili bisküvisi
             1 lt.süt
             2 yemek kasigi un
             2 yemek kasigi bugday nisastasi
             5 yemek kasigi toz seker
             1 poset toz kremsanti
           
                Süt, seker, un ve nisasta muhallebi kivamini alincaya kadar  karsitirilarak pisirilir. pisen krema icine kremsanti dökülür ve iyice cirpilir...
                1  su bardagi suyun icine iki yemek kasigi granül kafe ve 1 yemek kasigi seker konur, karistirilir.
Kare borcamin altina ince bir tabaka krema sürülür, üzerine kedidili bisküvisinin bir yüzü kahveli suya batirili ve dizilir.Bir kat krema, bir kat bisküvi olarak tamamlanan tiramisunun üzerine ister bolca kakao serpistirin ister cikolata sosu yapin. Ben cikolata sosu yapip döktüm, servis sirasinda da hazir almis oldugum kiraz sosunu kullandim...
Viewing all 28 articles
Browse latest View live